Esaret

  Aciklamali Esaret Kavramlari Sozlugu - Nurdan Besergil

 

Hucre: �gretmen, ufacik siralara dizilmis ogrencilere dondu; tahtaya renkli tebesirlerle cizdigi sekli bitirmisti. "Hucre, tum canlilarin yapitasidir", dedi. "Esirlerin kapatildigi karanlik, kucuk, sagliksiz yapilarla anlamdas olmasi sadece bir rastlantidan ibarettir", demedi. "Aslinda hucreye kapatilmakla bir bedene kapatilmak arasinda pek bir fark olmasa gerek", de demedi. "Golgi cisimcigi", dedi, "endoplazmik retikulum", dedi.

Kafes:
Yansitir gokkusagini, onu doguran yagmur
Uzak bir vadide yagmistir gurleyen firtinanin esliginde
Bir sanatci zevkiyle ozene bezene kapanmistik biz, kafesin icine

Nabokov

Bir temmuz gunu, aksamustu geldi. Karsimda turlu numaralar yapti. Sonra da kendi kendine kafese firdi, kapiyi ustunden kapamami isaret etti. O gun bu gundur birlikteyiz. Ona cok iyi bakiyorum... Sey... Bazen suyunu ya da yemegini geciktirdigim oluyor. �ok korktugunu bildigim halde kimi aksamlar onu yalniz ve karanlikta birakiyorum. Canini yakiyorum, onu ve gereksinimlerini umursamadigimi anlatiyorum ya da kafesin kapisini acip, cikip gitmesini soyluyorum. �ikip gitmesini istedigimden degil. Ona aci cektirmekten zevk aliyor da degilim. Ama bana olan bagliligini sinamak zorundayim. Ona nereye kadar guvenebilecegimi bilmeliyim. Her ne kadar kendi gelip icine girmis olsa da kafesin onu yanimda tutmaya yetmeyecegi gunlerin gelecegini dusunerek, ne kadarina katlanabilecegini kendime ve ona kanitlamaliyim.

Kelepce: Izleyen yuzlerce kisinin onunde el ve ayak bileklerini -el bileklerini arkadan olmak uzere- kelepceyle birbirine sabitledi; anahtari izleyicilerden birine verdi, beline agirlik baglamalarini bekledi ve su dolu camdan tankin icine daldi.

Nefesler tutulmus, gozler dort acilmisti. Kelepceli gosterici tankin icinde debelenip duruyor, sulari disari tasiriyordu. Agzindan, burnundan cikan buyuk kabarciklar hizla kosarak su yuzeyine cikiyorlardi. Dakikalar ilerledi. Gosterici iki kelepceyi de acamamisti. Yuzu kirmiziya yakin bir renk aldi, bedeni solgunlasti. Gozleri faltasi gibi acildi. �irpinmalari agirlasti. Agzini acti, kapadi; acti, kapadi. Artik suyun icinde neredeyse hareketsiz duruyordu.

Kalabaliktan bir ciglik yukseldi; ardindan haykirislar, bagrislar duyuldu. 'Bir seyler yapmaliyiz, gozumuzun onunde gidiyor', diye kosusanlar da, caresizlikle oturduklari izleyici koltuguna gomulup gozlerinden akan yaslari silenler de gosterici icin bir sey yapamayacaklarini; bir sey yapmak icin cok gec oldugundan degil, zaten yapacaklari bir sey olmadigindan yalnizca izleyici olarak kalacaklarini biliyorlardi. Gosterici ya su tankinin icinden cikacakti, ya da cikamiyacakti. Olasiliklarin hepsi bu kadardi. Ama o baska bir sey yapti. Suyun icinde saclari tel tel dagilmis salinirken, birden gozlerini acti; agir agir kipirdadi, tankta bir o yana bir bu yana gidip geldi. Disaridakilere el salladi, iyi oldugunu anlatan isaretler yapti. Ve bileklerindeki kelepcelerle su tankinda yasamaya basladi. Artik izlemeye deger bir sey kalmadigindan izleyiciler birer ikiser salonu terk ettiler.

Kilit: Elini omzuma dayadi. Agzindaki carpik gulumsemeyle "seni anliyorum", dedi. KLIK!!! Kilit ustume kapandi.

Parmaklik: Koruma gorevlisi elindeki copu parmakliklara dokundurarak korudugu alanin icinde turluyordu. Cop kalin demirlerin birinde duralayip digerine hizla carptiginda metalik bir tinlama duyuluyor, tinlama yankilanarak azalmaya basladiginda cop bir diger demire hizla carpiyor ve bir baska tinlama- yankilanma, sonra bir baska tinlama-yankilanma onu izliyordu.

Pranga: Balkonda kahvalti ediyordu. Gunes neredeyse balkona dolacakti; saat ogleye yaklasiyordu. Tabagindakileri de, cayini da bitirmisti. Ama gene de toparlanip iceri girmiyordu. Elinde bir zeytin cekirdegi, oylece bakip duruyordu.

Dakikalar once, tam tereyagli ekmegini isirip beyaz peyniri catalina takmisken, tabaktaki cekirdegi balkondan asagi atmak istediginin ayirdina vardi. Siddetle o zeytin cekirdegini atmak istiyordu. Ama atamiyordu. Atamadikca daha cok istiyor, istedikce daha cok atamiyordu. Atmak istemesinde garipsenecek hicbir yan yoktu; istiyordu, o kadar. Peki atamamasina ne denirdi? Neden o ufacik zeytin cekirdegini asagi atamiyordu? Elini alikoyan, onu bu ogle sicaginda balkona kapatan neydi?

Zincir:

Nihil est sine ratione

(Hicbir sey nedensiz degildir)

Leibniz

Nedensellik zincirinin de her zincir gibi ancak en zayif halkasi kadar guclu olabilecegi unutulmamalidir; bizi 'durum'lara esir eden bu zincirden kurtulmanin tek yolu budur. Nedensellik zincirinin cogu zaman birden fazla halkasini rastlantilar orer. Rastlantilarsa nedensellige boyun egmedikleri icin kirilan, ucuskan ve akicidirlar. Kanitlanabilir 'neden'lerin yaninda alabildigine dayaniksizdirlar. Ve bizi 'durum'lara sokan nedensellik zincirini de iste bu kadar zayiflatirlar. Her seyin bir nedeni vardir; ama ufleseniz yikilir. "Balayi icin kocasinin sectigi oteli begenmeyen kadin, geceyi disarida, yagmurun altinda gecirdi. Vereme yakalandi. Bir gece, verem tedavisi surmekteyken, kocasiyla birlikte dinledikleri BBC yapimi bir komedi programi sirasinda gulme krizi gecirdi. Ve oldu."

Zindan: Gece yarisini gecmisti. Pencere pervazini yaslanmis disariyi seyrediyordum. Yagmur yagiyordu. Iki sokak otede kendimi gordum.

Karsidan karsiya gecmek icin bekliyordum. Islak sokaklarda farlari yansiyan birkac araba onumden agir agir geciyordu. Islanmistim. O paltoyu degil siyah kabanimi giymeliydim diye dusundum. Hem ileride yaya gecidi vardi; neden trafigin boyle sikisik oldugu bir sokakta dikilip duruyordum? �stelik yarin is gunuydu, bu saatte disarida ne isim vardi? Neden evde degildim? Nereye gidiyordum? Ve galiba soyledikleri dogruydu, saclarimi yandan ayirmaliydim. Elimdeki torbalarda ne olabilirdi? Biraz yorgun mu gorunuyordum?

Birkac saniye icinde yolun iki seridi de bosaldi. Karsi kaldirima gectigimi gordum. Omzumda cantam, elimde torbalar, yuruyerek uzaklasiyordum.

�op kamyonlarinin sesi duyuluyordu. Sicak bir geceydi. Yaprak kimildamiyordu. Birden televizyonda kendimi gordum; yagmurlu bir gecede pervazina yaslanmis, disarida, iki sokak otede karsidan karsiya gecmeye calisirken kendimi seyrediyordum....

 

Hosted by www.Geocities.ws

1