Eksik

  Noks'an - Derya Erkenci

 

Sana; sezonu oldukca kisa bir yazliktan, alkolik ve gecmisi karanlik kubar dumanina duskun kucuk girisimcilerin umitsizce actiklari, yerli kumdan biriketlerle berkitilmis ve isimleri insa edildikleri yaz basinin en populer kelimelerini animsatan kir diskoteklerinin kis yalnizliklarinin pist issizligindan, Burt Lancester'in, kendi belleginin disindaki yasamda her seyin degistigini bir turlu kabullenemeyen yuzuculu filminde, bos havuzlarin kizil olu yapraklarla dolmasina dogru, ruhi bunalim cozumlu dusunce akislari.

Devlet terorunun, yuksek izlenme oranli bir yarisma programi oldugu ulkeden, guz boyu suren poyrazin getirdigi oyuncak bebek kolu, minik araba direksiyonu, bas parmaga cuk diye oturan camasirsuyu kapaklari, yoksul ocakbasilarin susu yapay gullerin tac yapraklari, dalgayla yuvarlanip buzlanmis guzel marmara ve ege versiyonu evin sarabi sisesi artiklari, kendiliginden tuzluk olarak planlanmis tuz kutulari, kiyilamayip tutusturmalik tahta parcasi niyetine merdiven altlarina goturulen cesit cesit odun parcalariyla senlenmis kumsallara giden teklik alistirmalari icerisinden, hapsirdigin anda burnunu silebilmek icin yakininda olacagima dair bir mesaj iceren, agzi siki mantarli eski usul bir sise.

Daha annelerinin legen kemiklerinden kopabilecek caga gelememis bebeleri anjin eden sicaklarda, gobek deliklerimiz hizasina kadar suya oturup, emeklilik bahcesi tanrilarindan bagimsiz kendi kendine biten otluklarin yesiline acimayan guneslerden korunmak icin, ilac firmasi hediyesi havlulardan feraceler taktigimiz, cigerlere iskence tutun dumanli mecburi zebani gunlerinde, nedensiz yere aniden suyun carsafini yalayan ve ense tuylerimizi urperten kisa soluklu sert ruzgardan, mensei parke tasli yokus sokaginin kalorifer dumanini dagitacak bir nefes.

Koyun adasina dogru, basit yasam becerileri imparatoru Turhan ustanin eski Besiktas bitirimlerinin didismelerine efendice usturmacalik etmis voltaj imzali kocaman ellerinin degdigi kalas bozmasi bir bankta otururken, zemherinin can verdigi gun tohumladigimiz karayelin cuce kildigi bodur kendirlerimizin dirseklerimizi gidiklayan baharatvari kokularini icimize cekerek, Karabiga uzerine hortum gibi yagan yagmurlari izleyebilecegimiz, agizlarda aycicegi tohumu gevelenen bir aksamustu.

Eminonu'ne giderken, annemin "Insanlari izlemeye gidiyorum" yanitiyla karsilastiginda yuzunun takindigi hayatinin en salak ifadesinden -ki ayni ifade, cumartesi pazarindan aldigi ve kendini orjinal olduguna inandirdigi fason bir mali bize sergilerken, onu urunle ilgili gercek konusunda hayal kirikligina ugrattigimda da ortaya cikar- yani kavak yellerimin garip cabalarinin kent ici yolculuklarinin gobek deliginden, Dolmabahce'nin bol cinarli huznunden gecen 26 numara Dikilitas-Eminonu otobusunun tamponunun surtundugu asirlik kalin bir govde, sevdiginin ismini gazete promosyonu cok amacli cakiyla uzerine kaziman icin.

Peder beyin deyimiyle "Baligin kudurdugu" ve sandal basina dusen nasibin yuksek yogunluklu oldugu tertemiz aradeniz ogle uzeri ay dogumlarinda, bir ciliz esinti sonucu ortak alinan kararla butun kayiklarda hizla caparilerin toplanmasindan, karinlari tuzlusu ile doyurabilmenin bilgeliginden, dunya tarihinin en zorba firtinalarinin ayak seslerinin mermi ucundan, bir acele degil yalnizca hayat bilgisi deneyimlerine ulanmis bir cabukluk duygusu.

Bacaksiz kalmanin bedellerinden biri olan yersiz korkularimla dolu, ama basinc emmis bir mercek kadar saglamca sucluluk duygusundan uzak, karar verme mekanizmalarimi kontrol etmememin ferah bir iktidar sagladigi ve kalbime baski oluyor paranoyasindan siyrilarak icerisinde rahatlikla yuzukoyun uyuyabildigim bir ask oykusunun metni kaynakli, sasirtmacali sorularla olusturulmus kucuk bir sinav, bos yerleri yumusak uclu kursun kaleminle dolduracagin.

Okyanus asiri denizci Ali agabeyin, henuz ada vapuru seferlerinin tukenmedigi Maltepe kiyisini meraka bogan bir sefer sonrasi uzak ulkelerden getirdigi omrumun ilk teneke kutu kolasini, yapraklari dolmaliga gelen ve kivrik ara filizleri salincak sortileri molalarinda genizleri eksiten asmanin golgeledigi pencerenin onunde, Sureyya plaji esintili bir yetmisler aksamustusu ictikten sonra, ellidort yasinda fazlaca kirmizi et yemekten, anneannemin tekaud kahvehanesine kaciran huysuzlugundan ya da cok bilinen kaderci mahalle tabiriyle "Allahin sevdigi kulunu yanina erken almasi"dan dolayi vakitsizce olen guzeller guzeli Mehmet dedemin, bir kac sonra acilir kapanir bok sarisi formika masa uzerinde cadica bir heyecanla cagrilan ruhundan arta kalan, pamuk yorgan alti ikliminin kanterinin cehennemindeki bir torunun kulaklarindaki, parlak masa yuzeyinde ilerleyen parmakli kahve fincani suruklenme sesinden bir kabus, olumun gercek bir son olduguna dair.

Hic bir kiymet yukleyemedigim saydam soluk alislarimi katirimin sirtindaki heybeye koyarak, ulkenin butun cikmaz sokaklarinda ona uyan anlami aradigim savrulma masallarimdan bir turlu bikamamamin getirdigi suskun tutkuyla bezenmis, dogdugunda sahte hacilarin kulak deligine ucledigi adini ve genlerinden geldigini reddettigim hastaliklarini iri balgamlarla tukurmekten cekinmedigim, sekerden evleri anlatan kitaplardaki gizli patikalar kadar tarifsiz bir yakinlik kuytusu.

Dolma lastik tekerlekli ve agir demir borudan dikine el arabali kagit toplayici cocuklarin konusma ve okuma gucluklerinden, burjuvazinin mesin yuvarlagini tutmalarindan, yanaklarinda upuzun ve bir dizi sivri sinek yan yana bir cizgi uzerinde ilerleyerek sokmus gibi kabarik duran metropolun kendi sark cibanlarindan, gri renkli ayaklarina giydikleri gecmisi afili olsa da onun ayaklariyla ancak eski sahip yillarca bakkal makoseni olarak arkalarina basarak kullandiktan sonra bulusabilmis papuclarindan, en temiz giyecekleri olan arkalari ayarli asitli icecek tanitimi uzun siperlikli sapkalarindan, kirik antenleri bir karisi bulmayan elektrik tesisat kablolariyla desteklenmis ince kalem pilli cep radyolarinin olgun sesinden dakika ve skor.

Yetersiz gunluk telefon baglantilarinin ardindan, kulak deligimden giren sesin isitsel verilerinin bellegimde olusan gorsel durumlarina gore, yer yer mutedil kaygili bir osinografi raporu tutmayi planlamak sacmaliginin avareligini omuzlarimdan atmak icin gittigim, adanin en issiz ucunda Auer marka kislara ve metal yorgunluguna direnen bir sobayla isitilan evin banyosunda, ellerimi kokuna uyan bir esansla tatlandirilmis sabunla yikayinca birdenbire agirligini baldirlarimda hissetmem ve karin boslugunda ters uyuyan asla dogmayacak bir cenin gibi yasli sobanin tek dostu olan divanin uzerine buzulup, disaridaki renk isi degeri tavana vurmus firtinaya bakmamaya calisarak, yari baygin bir sekilde ayalarimi koklamami, agabeylerini kiskanan evde kalmis gorumcelere en mantiksiz aciklayabilecek, arpa suyu kokulu agiz dolusu bir opus.

Deniz mili cinsinden hesaplanabilecek uzaklikta, gecmisimin bitkiler ve dusunebilen hayvanlardan kurulu beklentili ordusunun, durumlar karsisinda gittikce ezilip kuculerek uzeri sigir resimli bir etsuyu tableti kutusuna donusen serguzest deryanin, dalgalandirmak istemedigi sulara gore hareket edecegi, kurallari caresiz esitsizliklerle dolu ve surecine duzenli olarak geciktirici surulen bir duello icin, yagmurun beklendigi cinnetin disinda buyuyen katmerli cins karanfil oldugundan, kaba yesil camla siselenmis galon ada sarabinin cismiyle damagina gelecek bir minnet.

"Parmagimi siklatinca uyanacaksin" gibi senaryosal hipnoz serzenisleriyle baslayip, ilerisindeki teklesmelerde ilahi butun gucleri oldurmeye kadar varilabilecek kadar kufurbaz ve curetkar bir kavusma gununde, gri damarli taze bileklerinin kurdesenlerimin nuksetmesini engelleyebilecek tek ilac oldugunu varsayarak, tuz yalamaya fazlaca meyilli bir oglak gibi emerek onlari, kuruyan kursagimi serinligi Kurt daglarindan gelen memelerinin pinarina dayayarak, kana kana ilk dogum sutu icme hayallerimden bir annelik bugusu.

Orta kahvedeki bloflu pisti ve kiz tavlasi musabakalarindan sonra, cesitleri kaymaklidan visneliye sinirli dondurmacida fazlaca oyalanip jenaratorun bitim saatini gecirdigimiz gece yarilarinda, karanlikta inlerini terkeden asabi uyuz it cetesinin lisanini anlamadigimiz nefretinin ortasinda kalip, onlari taslama ahmakligini gostermeyip tek care olan yere comelmenin cesaret dolu bilgicliginin kent yasaminda hic bir boka yaramadigini kanitlayacak, buyuk ve kalabalik meydanlarda yonelik iki kisilik beyhude oturma eylemleri.

Sap atilmis beton zeminli, tugla dekorlu duvarlari sivasiz bodrum katlarinda, dar hayatlarina yasak asklar sigdirmanin bedelini ucuz pazar rafyalariyla kendilerini kalorifer borularina asarak odeyen ve belirsiz damarli boyunlari, samanyollu gecelerde akasya agaclarinda deliksiz simsiyah duslu basit uykularla uyurken usta isi catalastiklerle acimasizca tasladigimiz besili sigirciklarin, essek duzebilmekle kosut ozentili koylu cocuk hoyratligiyla koparilmis gibi sessizce kesilen kara carsafli varos kadinlarinin, kabir azaplarinin bile curutemeyecegi yalnizca iki koca kara gozden ibaret bebelerine, yasam kirletme okullarindan mezun tiksinc habercilerce coplarmiscasina dayanan kizil sungerli mikrofonlarla, gozunu bakaclarin kadraj cizgilerine sabitlemenin biricik kurtulus oldugunu dusunen goruntucu suc ortakligindan arinabilmenin dinini aramis ve bir aziz olma sansini aksamustleri kavrulmus sogan kokan antrelerden sirf hurriyet diyebilecegimiz goreli bir macerayla ayrilarak yitirmis, annesinin yumurta hucresine yakinligi agir basan, organlari ters yerlestirilmis bir vucuttan Alman hastanesinden calinti steril bir enjektorle cekilmis tanimsiz sivi, bagrindaki celimsiz sivilceleri korkutacak.

Gezinti alani ruzgarla ve suyun cevrimiyle sinirli hayta bir kumulusun biraktigi kisa yagmur sonrasi, perspektifleri Anzak mezarlarinin kimsesizligini tasiyan bag kutuklerine arkadas olarak dikilmis, su buhari sisleri arasindaki ucsuz bucaksiz zeytinliklerde, torlak ayak tabanlarini onume kattigim tuzgolu beyazi tenini tokezletip usturupluca kumlu topraga dusurdugum, cekirgelerin yelkovanlar arasina sikisarak yasamlarini siirbaz diz kapaklarimla fazlaca yucelttigim sevislerimize kurban ettikleri takvimsiz ikindilerde, hep ucuk yesil varsaydigim geceligini vandallarin kemiklerini parcalamaktan kararmis dovme celik kilicimla beceriyle kesip aldigim, limon sulu salamurali bir kup kalamata olmak hulyalariyla koklerini kirac yukseltilere yollayan yeni ergin baris dalli agacin altinda icine girdigim ve sehvetin etkisinden cok dudaklarini fazlaca aralamadigin opuslerin siddetli manasinin istem disi gelgitleriyle basimi agacin yercekimine meydan okuyan kizil karincalar otobani govdesine carptikca, kapali titrek goz kapaklarina Akdenizli yapraklardan damlayan ciglerin icinde kirilan gun isiklarinin ebemkusagindan, sadece kendime saklayamayacagim filinta gibi neseli bir dilek, kucagimdan hic inmemene iliskin.

Seyrek saclarimizin ivlerinde biriken suyun tam yuz santigrat derecede kaynadigi sifir rakimli dogal cayir sahalarda, cocuk ricalari uzerine mahalle demircilerinin emegi katilmis su borusu malzemeli minyatur kale futbol maclarindaki yasama erkinden yola cikip, deniz seviyesinde ayni duzlem uzerinde yazin genc taylar kosturulan kis goletindeki kurbagalar mahserine varan, gecenin delirtici sessizligine katabilmen icin, goruntusu oksit sari balkonlarin en siradan koselerine sabitlenmis video ses kayitlari.

Sana; lohusa kadinlara uzun boylu carsamba karilarinin siluetleriyle ulasan ve bol ic durtulu uykularimda koro halinde adimi yineleyen ve ruhumu aralarina katmaya calisan kirklari; butun siniflarin bir arada okudugu ilkokulun alcak duvarini yukselten kamislardan, artik ultra viole isinlarini suzecek kaputlardan yoksun haziran isiklarindan, icine azca kemik rengi katilmis goklu bir yagli boya kutusundan kara topraga surulmus bedenini korumak icin capraz dizimle portatif kameriyeyi; bir gun tamamen tiksinmekten korktugum icin azar azar aldigim sentetik bir uyusturucu olan sevismeyi dusundukce aklima gelen Hint okyanusu adalarinin talihsizce nesli tuketilmis ve yasasaydi bilinclice konusabilecek tek hayvanmis gibi gorunen Dodo kusunu; onyedi yasimdayken ilik bir yaz ortasina denk dusmus kanli bayram tatili aksamustu, issiz bir kumsalda deve guresi kilifli bir hazla omuzlarima aldigim genc kadinin yosmaca sirtima isedigi yer, yani sol omzumun arkasi, kurek kemigimin deri dokusunun belirsiz bir samyeliyle urperdigi ilik banyolari; metamorfozun paratonervari okuzbas kafami gelip bulan bir yildirim ya da farkinda olmadan ilerleyen sonsuz bolumlu dizi ruyalarimi bir gun kesfetmek oldugunu birbirinden ayiramadigim, kendi icime buyuyen yuzlerce kil donmesi oldugunu harmanlayip, kupeli kulaklarinin golgeli kivrimlarina kattigim kosulsuz bir sevgi, butun noksanliklari tamamlamak icin.

 

 

Hosted by www.Geocities.ws

1