Dip

  Malikhane - Mehmet Acar

 

Iclerindeki sirdan. sonsuza kadar gecmiste kalamayacak bir gunahtan korkar gibi korkarlardi. Sonunda, utanclarinin ustunu toprakla orten caresiz hayvanlar gibi, icindeki yaratiklar, anilar ve esrarla birlikte kuyuyu unuttular.

Orhan Pamuk, Kara Kitap

 

Gokyuzunde tek bir yildizin bile olmadigi koyu karanlik bir kis gecesinde okudu bana bu hikayeyi... Kutuphanedeydik ve birkac mum isiginin sicak sari aydinliginda eski el yazmalarina bakarken kesfetmistik o kucuk kara kapli defteri. O yasli kutuphane gorevlisi tozunu silkeledigi eski dilde yazilarla dolu defteri acip incelemeye basladi. Sonra okuduklarini benim anlayacagim bir dilde bana anlatti.

Ergenlik cagindan yeni cikmis bir delikanliyken dinledigim bu hikayeyi bir daha ne okuyana ne duyana rastladim. Yillar sonra eski dili cok iyi bilen bir tercumanla o kutuphaneye gidip butun kitaplarin arasinda saatlerce esinmemize ragmen o hikayenin bulundugu kara kapli defteri goremedik... Ihtiyar tercuman, sonuc vermeyen aramalarimizin ardindan, "Bari aklinda kaldigi kadariyla yaz hikayeyi" dedi, "artik senin hikayen sayilir." Hakliydi... Iste, yillar once o kis gecesinde dinledigim hikaye...

Bir eski zaman harbinden sozediyordu yasli kutuphaneci, imparatorlugu mahvin esigine getiren, kadinlari erkeksiz birakan buyuk bir harpten... Harbe katilamadigi icin atadan kalma genis topraklarindaki buyuk malikhanesinde, birkac yasli erkek ve duzinelerce kadinla yasayan bir Bey vardi, bir de civar koylerde yasayan tek kollu genc bir kuyu ustasi... Bey bir gun bu kuyu ustasini cagirmis, malikhaneye yeni bir su kuyusu acmasi icin...

Astimli oldugu icin harpten muaf tutulan Bey, zedelenen erkeklik onurunun ustunde yarattigi baskidan olsa gerek hicbir kadinla iliski kurmaz, butun vaktini malikhanenin buyuk kutuphanesinde yalniz basina gecirirmis... Butun kuyu ustalari harpte oldugu icin, tek koluyla da olsa, babadan kalma isini yapan yoksul ve genc kuyu ustasi da harbe katilamamanin ezikligini yasarmis hep icten ice... Bu iki adam kutuphanede karsilasmislar ilk kez... Kitaplar kuyu ustasini buyulemis ve dayanamayip Bey'e hikayesini anlatmis. Daha kucucuk bir cocukken babasinin yaninda calisirken, kuyularda akrobatlik yapmayi pek severmis. Bir gun kuyudan asagi inerken bastigi taslardan birisi kaymis ve henuz yeni acilan kuyunun pek de derin olmayan dibine, tek kolunun ustune dusmus. Kirilan kolu basina dert olunca, isinin ehli olmayan bir cerrah-berber omzundan kesip atmis bu kangrenli kolu, yasasin diye cocuk... O gunden sonra kuyulardan hep uzak durmus. Sonra bir gun bir resim gormus ve butun hayati degismis. Resimde bir adam bir mum isiginda kitap okumaktaymis... Adamin yuz ifadesindeki mutlulugu goren cocuk, okumaktan baska bir sey dusunemez olmus... Koyunden cikip yollara dusmus ve kendisine okumayi ogretecek birini aramis aylar boyu. Sonra bir din adaminin yaninda kisa surede okumayi sokmus ve soker sokmez de onun yaninda yasamaya baslamis... Serpilip gelisip tek kollu ergen bir delikanli oldugunda ulke o buyuk harbe girmis, o da annesine ve kizkardeslerine bakmak icin tekrar koyune ve ister istemez eski meslegine geri donmek zorunda kalmis.

Kuyu ustasinin acikli hikayesinden etkilenen ve daha da onemlisi kitaplara olan tutkusuna hayran kalan Bey, ona kutuphanesine istedigi zaman girip cikma izni vermis. Malikhanedeki butun kadinlara yasak olan bu kutuphanede o gunden sonra bu iki erkek, butun bos vakitlerini birlikte gecirir olmuslar... Malikhanede, Camli Kutuphane denirmis oraya; cok buyuk bir salona kurulu olan bu kutuphane bir ucgen seklinde imis. Camli ve yuksek tavanin kenarlarindan asagiya dogru sira sira tam yedi balkonu varmis.

Malikhanenin erkege ac kadin hizmetkarlarina hic yuz vermeyen kuyu ustasi ilk kuyusunu yine bu kadin hizmetkarlarin yardimlariyla bitirip, suyu buldugunda Bey'e cikip, bu suyu begenmedigini, yaptigi hesaplara gore malikhanenin altinda cok buyuk bir su kaynagi olmasi gerektigini soylemis. Bey'den istedigi kendisine daha cok vakit verilmesi, bu sayede evin dort bir yaninda acacagi dort ayri kuyuyla bu su kaynagina ulasmasinin saglanmasi imis. Bey hemen kabul etmis. Zaten varligina iyice alistigi kuyu ustasinin bir yere gitmesini o da istemiyormus. Ilk actigi kuyuyla malikhanenin su ihtiyacini fazlasiyla karsilayan kuyu ustasi da, o gunden sonra kitaplara daha fazla vakit ayirmaya baslamis. Ama bir yandan da malikhanenin dort bir yanina actigi kuyulari ihmal etmez, guclu kadinlarin yardimiyla kazmaya devam edermis. Sonra gunlerden bir gun, hizmetkarlardan biri Buyuk Hanim'in onu cagirdigini soylemis... O ana kadar adini cok duydugu ama yuzunu bir kez bile gormedigi Buyuk Hanim'in kendisini cagirmasi kuyu ustasini cok heyecanlandirmis ve ayrica korkutmus. cunku geveze hizmetkarlarin anlattigi hikayelere gore, Bey'in harpte olen erkek kardesinin dul karisi olan Buyuk Hanim'la, karisi yillar once olen Bey'in arasi hic iyi degilmis... Birisi asagidaki buyuk binada digeri de o buyuk binanin hemen arka cephesinde yukselen terastaki buyuk odada yasar, boylece birbirlerini hic gormezlermis. Kimisine gore Bey, Buyuk Hanim'in o terastan baska bir yere cikmasina izin vermezmis. Geldigi ilk gunden beri malikhanede buyuk sirlar yattigini bilen ama bunlarin hicbirisiyle ilgilenmeyen kuyu ustasi, cok korkmus Bey'in sevgisini ve guvenini kaybetmekten Buyuk Hanim'in yanina cikarken. Terasa ciktiginda kuyu ustasi gorduklerine inanamamis. O gune kadar hep asagidan baktigi bu terasin buyuk bir bahceye acildigini ve binanin dagin eteklerinden asagidaki ovaya dogru inen bir merdiven gibi yapildigini anlamis. Buyuk Hanim'in oturdugu kucuk evin karsisina geldiginde, bu evin kucuk bir kopruyle gecilen muazzam buyuklukte bir kulenin tepesi oldugunu anlamis. Malikhanenin arka cephesine gizlenen bu kule, terasin seviyesinden baslayip, cok daha derindeki topraga kadar inmekteymis. Kuyu ustasi terasta dakikalarca dagi, ovayi, binayi incelemis ve bu gizli kulenin, o an bulundugu aci haric, hicbir yerden farkedilemeyecegini hayretler icinde farketmis. cok uzaktan bakildiginda terasin ustunde kucuk bir oda gibi gorulen bu kulenin tepe noktasindan butun ovayi kilometrelerce oteye kadar gormek mumkunmus. Bu kulenin varligini kesfetmesiyle dumura ugrayan kuyu ustasinin, Buyuk Hanim'in yanina kabul edildiginde ayaklari titremeye baslamis. Aksi, yasli, cirkin bir kadin bulacagini sanarken karsisinda guleryuzlu, tatli dilli cok guzel bir kadin duruyormus.

Buyuk Hanim'in seffaf tuller arasinda butun hatlarini gorebildigi ciplak vucudu karsisinda buyulenen kuyu ustasi bu guzeller guzeli kadin konusmaya basladiginda berrak bir suyun cam bir bardaga dokulurken cikardigi o sesi duydugunu sanmis. "Senden istedigim" demis Buyuk Hanim, "iki kutuphane arasinda yerin altindan bir gecit yapman." Kuyu ustasinin soru dolu bakislarina hic aldirmayan Buyuk Hanim, yataga yatip belini yataktan hafifce havaya kaldirip yataga kalcalariyla vurmus ve iste tam o anda buyuk yatak agir agir yana kaymis ve yatagin altinda buyuk yuvarlak bir delik belirmis. O deligin basina gelip asagi bakan kuyu ustasi, gordukleri karsisinda buyulenip yarim saat kendine gelememis. Meger o kule tepeden asagiya dogru uzanan ince uzun bir kutuphane degil miymis... Asagiya dogru kivrila kivrila donen bir merdiven ve duvarlarda kitaplar... Buyuk Hanim'in yataginin altinda baslayan ve dipteki topraga kadar uzanan bu kutuphane en az Buyuk Hanim'in guzelligi kadar basini dondurmus.

"Eger" demis Buyuk Hanim, "senden istedigimi yaparsan, her gece saat tam 12'den sonra bu kutuphaneye girebilir ve gun dogumuna kadar istedigin kitabi okuyabilirsin..."

O andan sonra yeni bir hayat baslamis kuyu ustasi icin. Artik her gece saat 12'yi gectikten sonra yatagin altindan kulenin merdivenlerine iniyor ve yanina aldigi Buyuk Hanim'in hizmetkarlari kulenin dibini kazarken o da diledigi kitabi okumaya basliyormus... Kuleye girdigi geceler artik hizmetkar kadinlarin isteklerine de karsi koyamiyormus.. Merdivenlerde, kitaplarin arasinda soz dinletemedigi nefsine boyun egip Buyuk Hanim'in butun hizmetkarlariyla tek tek sevismeye baslamis... Bey ondaki degisikligi farketmis, onu kitaplarin arasinda uyurken gordugunde onceleri aldiris etmemis ama sonra eskisi kadar cok soru sormadigini, konusmaya hevesli olmadigini gorunce bir gun karsisina alip sorguya cekmis... Kuyu ustasi bundan sonra cok daha dikkatli olmaya karar vermis ve Bey'i hic suphelendirmemek icin eskisi gibi davranmaya baslamis... Ama Bey, bu kez konusmalarinda sozunu ettigi bir kitabi nerede okudugunu sorunca kuyu ustasi bocalamis... Artik okudugu butun kitaplarin zihninin icinde birbirine karistigini fark etmeye baslamis, hangi kitabi hangi kutuphanede okudugunu hatirlayamaz olmus. Kulenin dibine actigi gizli gecit, kutuphanenin altina dogru ilerlerken evin dort bir yanina actigi kuyulardan birini de artik dikine dogru degil yatay olarak malikhaneye dogru kazmaya baslamis... Onunla calisan butun kadinlarin Buyuk Hanim'a bagli olmasi da islerini kolaylastirmis. Kimsenin Bey'e gidip hicbir sey soylemeyeceginden eminmis... Bundan aldigi gucle malikhanenin dort bir yanina actigi butun kuyulari kulenin dibindeki kuyuya baglama karari almis... Artik malikhanenin altindaki kuyularda diledigi gibi dolasabilecegi, iki kutuphane arasinda istedigi gibi gidip gelecegi gunlerin hayalini kurar olmus... Gunler gectikce zamani tumuyle unutmus ve kendini kitaplariyla kuyulari arasindaki dunyaya hapsetmis... Her gece Kule Kutuphane'nin dibinde topragi kaziyor, kitap okuyor, hizmetkarlarla sevisip, erkeklik suyunu malikhanenin dibindeki topraklara bosaltiyor ve gundogumundan sonra da kulenin hemen dibine kondurdugu yataginda uyuyormus. Iki saat sonra kalkip disardan actigi kuyularinin basina geciyor ve hepsini birlesecekleri noktaya dogru kazmaya, kazdirmaya devam ediyormus... Arasira uyuyor, sonra gece saat 12'ye kadar Camli Kutuphane'ye gidip okuyor ve Bey'le kitaplar uzerine konusuyormus... Icinde karsi konulamaz bir hazla, Buyuk Hanim'in dibe inen kulesiyle Bey'in gokyuzune acilan Camli Kutuphane'sinin malikhanenin dibine dosedigi kendi kuyulariyla birlesecegi ani hayal ederek yasiyormus. Ve butun kuyularin kulenin dibinde birlesecegi ve iki kutuphanenin gizli bir gecitle birbirine baglanacagi gece gelip cattiginda, Buyuk Hanim'in odasinin kapisini calmis, her gece saat 12'de yaptigi gibi... Buyuk Hanim'in "gir" dedigini duyar duymaz iceri girmis ve onu her gece oldugu gibi yataginda yatarken bulmus... Los isigin altinda hep yaptigi gibi sessizce onun koynuna girmis ve usulca Buyuk Hanim'in geceligini siyirip her gece yaptigi isi bir kez daha yapmak uzereyken birden durmus: "Hanimim," demis, "bu artik son gece. Istediginiz seyi yaptim, iki kutuphaneyi birlestirdim... Ayrica disardaki butun kuyulari da bu kulenin dibine bagladim.. Istediginiz zaman bu kulenin dibinden istediginiz yere gidebilirsiniz. Isterseniz size malikhanenin her yerine ulasmanizi saglayacak gizli gecitler yapabilirim. Bey'in sizi mahkum ettigi bu odadan her zaman cikabilirsiniz. Sizden tek istegim her gece saat 12'de beni yine bu yataga almaniz. Hicbir zaman sozunuzden cikmayacagima yemin ediyorum..."

Buyuk Hanim esneyerek geri donmus yatakta ve sanki onu hic duymamis gibi "Bu gece asagidaki kutuphaneye girebilecek miyim ?" demis sadece... Sonra beraber kulenin merdivenlerinden asagi inmisler ve kuyu ustasi onde, Buyuk Hanim arkada kutuphanenin tam altina gelmisler... Kuyu ustasi, Bey'in olmadigi zamanlarda tek eliyle aylarca ugrasarak yaptigi gizli tas kapagi asagidan oynatmis ve Buyuk hanima tek elini uzatip, "Buraya basarak yukari cikabilirsiniz hanimim" demis... Hanim ayagini koyarak yukari ciktiginda ve kuyu ustasi hanimin bacaklarinin arasindaki karanliga baktiginda, gecitin ote yanindan gelen bir su sesiyle irkilmis. Iste tam o sirada kutuphanenin zeminindeki kapak kapanmis ve kuyu ustasi malikhanenin altina actigi gecitlerinde kendine bir cikis yolu aramaya baslamis. Malikhaneye geldiginden beri yerin altinda duran ama onun ulasmak istemedigi o buyuk su kaynagi da artik kuyulara sizmaya baslamis. Su, actigi gecitleri agir agir doldururken kuyu ustasi tek tek butun cikislari denemis ama hepsinin taslarla kapatildigini gormus... Su yari beline kadar yukselince kendini sulara birakip tek koluyla kulac atmaya baslamis ve gucu tukenip bitene kadar malikhanenin altindaki gecitlerde yuzmus. Sonra karanlik, su ve topraktan olusan bir dunyada ruhunu agir agir teslim etmis.

 

Hosted by www.Geocities.ws

1