Dip

  Adam Okyanusu Yuttu - Pinar Turen

 

Cigdemlere

Derinlik Sarhoslugu'nu seyredip etkilenmemis birisi var midir? Elbette vardir ama ben kesinlikle onlardan degilim. Filmden ciktigimda deniz suyunun isiran serinligini, tuzunun yakiciligini, en muthisi de derinligin sarhoslugunu ustumde hissediyordum.Yillar sonra denizin dibini kesfettigim zaman hissettigim sarhosluktan pek farkli degildi bu. Dipte, belli bir derinlikte insanin cicek toplayasi, dans edesi, melankolik sarkilar soyleyesi geliyor. Baliklarin neden sersem sersem dolastiklarini anlayabiliyorum. Dip o garip buyusunun icine aliveriyor tum canlilari.

***

Dipte vurgun yemis ve hayatlari karada yataga bagli gecen felcli insanlarin suda tekrar hayat bulduklarini ilk ogrendigimde dehsete dusmustum. Deniz, onlardan aldigi cani onlara geri veriyordu. Sanki boylece sadece O�na ait olduklarini, O�nun esiri olduklarini gosteriyordu. Ve o insanlar tekrar dibe kavusacaklari gunu sabirsizlikla bekliyorlardi, cunku hayat onlar icin sadece dipte vardi. Alan ve geri verenin kaynaginin ayni olmasi nasil da etkiliyor insani...

***

Denizin gucunu hissetmek, dalgalarindan kacmamak, dibinde bogulmamak, denizden korkmak ama yine de icine atlamak hayatin ta kendisi gibi. Son derece basit Freudcu bir kisilik testi vardir: bir kelime soylenir ve ne cagristirdigi sorulur. Basit olmasina ragmen son derece isabetli sonuclar cikar. Bu testde deniz hayati simgeler, yani deniz icin soylenen hersey aslinda kisinin hayati anlatmasidir. Cam cinselligi, duvar olumu simgeler... Dusunuyorum da hayati simgeleyecek denizden baska birsey bulamiyorum. Isin garibi aslinda hayata bagli oldugumu, onu hem urkutucu hem de inanilmaz cekici buldugumu da deniz sayesinde anlayabildim. Galiba en cekici tarafi da bu: hem korkutmak hem haz vermek. ''Ihtiyar Adam ve Deniz'' bu ikili mucadelenin, insan ihtirasinin ve yasamla verdigi emsalsiz kavganin belki de en sade ama ayni zamanda en vurucu anlatimi oldugu icin etkiler okuyani.

***

Bir ruya dinledim. Anlatan hala etkisindeydi, gozleri faltasi gibi acik anlatiyordu: �Kocaman agzinin icinde denizi tasiyan bir adam vardi, dalgalarin sesini bile isitebiliyordum, agzinda dalgalari gorebiliyordum, arkadan bir ses ise soyle diyordu 'Adam okyanusu yuttu'.'' Bu ruyanin ne anlama gelebilecegini cok dusundum. O kadar fazla sey ifade ediyordu ki anlamda bogulmaktansa sihrinde kaybolmayi tercih ettim. Ama dinledigim baska bir deniz ruyasinda simge cok daha canliydi. Ruya bir gece vakti guzel kumsalda geciyordu. Anlatan hicbir zaman olmadigi kadar sik bir sekilde deniz kenarinda verilen bir davate katilmistir. Insanlar keyifli bir gece gecirmektedirler. Derken denize girme fikri ortaya cikar. Durgun denize dogru mutlulukla yuruyen kadin elini suya sokar, eger sicaksa mutlaka girecektir. Elini sig suya soktugu anda aslinda bunun ne zannedildigi gibi sig ne de gorundugu kadar masum ve zararsiz olmadigini farkeder. O, karanlik ve derinliginde insani yutmaya hazir beklemektedir. Denizin bilinci vardir ve bu acikca anlasilmaktadir. Tipki hayatlarimizda oldugu gibi, dibinde kaybolabilecegimizi bile bile kendimizi icine biraktigimiz derinlik...

***

Denizi hic gormemis bir insanin o ilk karsilasmada hissettigi heyecani yasamadim cunku ben neredeyse denizde dogdum. Ama okyanusun kenarinda durmanin ve aciklara dogru dalip gitmenin verdigi heyacani tattim. Ve bircok insan gibi sikintimi deniz kenarinda iyot kokusuyla attim. Hayatta anlamli birsey aradigim zaman ilk gordugum oldu deniz. Balikcilari seyretmeyi sevdim. Filmlerde ihtiyar deniz adamlarinin sade bilgelikleriyle hayatin ince felsefesini yaparken kelimelerindeki olgun duyarliligi sevdim. Gemileri yutan, kentleri sular altinda birakan mitolojik deniz canavarlarini bile sevdim ben cunku onlar denize aitti. Tipki benim gibi.

***

Ben icine girebildigim, dibine inebildigim, korktugum ama vazgecemedigim, tutkuyla baglanabildigim seyi, Denizi seviyorum. Ben denizde hayati buluyorum, baska hicbir yerde bulamadigim bir yudum hayati ...

 

Hosted by www.Geocities.ws

1