Dip

  Suyun Dibi - Okan K���k

 

Buhar ve suyun yuzunde olusan yansimalar, optik oyunlar yaratiyordu. Tum kadinlar yikaniyordu.Beni bir kurnanin icine oturtmuslardi. cok kucuktum. Kurnanin muslugu basimin ustundeydi. Sicak su basima akiyor,tum varligim onun sicakligiyla isiniyordu. Yuzumden gogsume akan su solugumu kesiyordu. Zor nefes aliyordum. Yikanan kadinlar sularla kopuklerle govdelerini birlestiriyorlardi. Dunyanin omfalosuna benzeyen gobeklerini ovuyorlardi. Govdelerinin nemli enerjisini boyle tamamliyorlardi; gelip dunyanin kiyilarina vurduklari denizlerden bir istridyenin icinden cikmislardi. Bunun, anisina sakilik yapar gibi taslarini baslarinin ustune kaldiriyor, usulca dokuyorlardi. Su sanki iclerine akiyordu; iclerindeki nehirlerle, dunyayi besleyen yeralti nehirlerinin kaynaklarinin ve pinarlarinin kozmik bir bagi vardi sanki. Kurnadan ciktim. Bir kaci bana yoneldi. Vaftiz ciplakligi icindeydik. Beni oturtup yikadilar; buharin etkisiyle pembelesmis elleriyle govdemi ovaladilar. Bugun dunyanin ilk gunuydu ve bu Kybele rahibeleri, bicim buldugum, belki icinden cikip geldigim kurnanin yanibasinda kutsuyorlardi beni ve adimi koyuyorlardi. Neydi unuttum, hatirlasam herseyi hatirlarim biliyorum. Adimi o melekler koydu, su gibi seffaftilar, bu yuzden kanatlari gorunmuyordu. Biri isaret parmagiyla bir tugra yazdi alnima, govdesinin nemli enerjisi omurgama akiyordu. Ayaga kalktim. Hamamin icinde ileride bir baska odaya dogru yurudum, bir havuz vardi orada, dibi gorunmuyordu, karanlikti, suyu okyanuslar gibi bir piscina, yeralti hazneleriyle ilintili dev bir damar sistemi, dunyayi saran kan ve hayat akisi, kalbi nerede belirsiz bir irmak. Havuza bakiyorum, uzun saclariyla kadinlar yuzeye yaklasmadan derinden yuzuyorlar, yuzleri neredeyse silinmis. Bicim almamis varliklariyla yuzleri yok. Su onlari silip almis icine, sefkatli bir vulva gibi. Korkuyorum, havuza dalmak istemiyorum. Tum varlik olasiliklari orada, sanki girsem baska birsey olarak cikacagim, kendimi yitirip bu dolsuyuyla yeniden dogacagim. Geri cekilirken urperten bir temasla duruyorum, arkamda bir kadin beni havuza dogru itiyor, orasi hic gitmek istemedigin yer diyor, suya inen merdivenlerden yavas yavas giriyorum icine. Govdemi sariyor, basimi da aliyor sonra, simdiye dek surgeden formumu yitiriyorum, suyun bir parcasi, bir hidrojen molekulu oluyorum, sehrin altindaki sarnic ve dehlizlerde caglayarak akiyorum sonra, hepimizin korkularina rastliyorum, bu yeralti magaralarini bu hepimizin kulagina uzun gunduzler boyunca tiz frekansiyla vuran caglayanlari bu kacinmalari biz yaratmisiz diyorum, buyudugum evlerin, bahcelerin, tapindiklari camilerin, okullarin ve dairelerin altindan sesimi duyduklarina emin olarak akiyorum, kentin tum tarihini okuyorum suyun jeolojisinde. Sonra ayni havuzdan baska bir form almis olarak, yercekimi yon degistirmis de beni yukari cekiyormus gibi keskin bir ivmeyle firliyorum. O melekler gibi seffaf kanatlar olusmus sirtimda, hamamin isigi buyur eden camini parcalayip yukseliyor yukseliyorum.

 

Hosted by www.Geocities.ws

1