Büyümek

  Dia - Humanur Bagli

 

Buyudugum bir ya da birkac yerdi. Buyudugum bir zaman degildi. Ben enstantanelerle, projektor makinasindan atlar gibi buyudum. Hayata poz vere vere ve aralarinda siyah karanlik araliklar tikirdatarak. Hatiralarim yasamadiklarimdir boylece. Sadece renkli dia pozitiflerden, arkama rahatca yaslanip gozlerimi dort acarak seyrederim gecmisimi. Yasarken sirtimi dayamadim hic.

Benim icin sadece mekanlar vardir. Onlar icinden bir zamanlar gectigim degil, tam tersi hic cocuk ya da buyuk olmamis benim icimden gecmis, bu yuzden benim icin gecmislesmis parlak alanlardir. Iclerinde uzun ya da kisa yasamam, orada kayda deger sakatlik, ask, terbiye gibi birseyleri yasamis olmam degildir onlari gecmis arsivimin parlakliklari yapan. Aksine onlar ruyalarim kadar gelisiguzel, o yuzden esrarengiz ve hem de anlamsizca israrcidirlar.

Buyudugumu iki goruntu arasindaki farktan anlarim boylece. O da istersem. Gunler ne cabuk geciyor diye esdost ahbapla hallesirken demek isterim ki; gunler arasinda fark yok, israrci mekanlarim degismiyor, ne tuhaf degil mi? Sonra butun gereksiz sorumluluk agirliklarindan beni kurtaran atesli hastaliklarimdan birinde, gunduz ve gunese yakismaz bir yatagin daginikliginda kivranirken atladigim ve bilmedigim fotograflardan birine rastlarim ruya tadinda ama uyanik. Dururum.

Mekanlarim aslinda sizin oyle zannettiginiz gibi icinde genis bir perspektifle optimum bir kareye sigdirilmis ve seyrimize acilmis goruntuler degildir. Benim mekanlarim israrcidir ama durup beklemez. Simdi gibi gelip gecer gecmisim onlarla beraber. Birinde bir pembemsi cicegi ezerim, ezdikce islak ve yapiskan, elime kinalarim. Oyun der buna buyukler, halbuki ben vucutsuz bir bocegi ezerim defalarca. Bir baskasinda bir kapidan defalarca girecek gibi olurum, defalarca geriden hiz alir, sakince yururum. Ama karanlik kapidan ne mumkun iceriye adim atmak. Yine de denerim. Israr eden benim kipirtili, isiltili mekanimdir. Gecmisim bugun gibi akar.

Ama ben bazi simdilere sirtimi yaslarim, gecmisi hic bir yere gecirtmem. Seyir icin durmussam, karanlik atlayislarim arasinda bilinmezden bilinmeze sekerim. Atesim cikar, durur bakarim. Hicbir cocuk buyumeyi bir oyun heyecanindan daha cok beklemez. Hicbir buyumus ise cocukluk denilen seyi aramaz, cunku elinin altinda piril piril, kanli canli kipirdamaktadir. Seyredisler ise ah cekisli bir hatirlayisi asar. Insan karanlik bir odada projektorun isigini degil, isigin onundeki seffaf goruntuyu gorur cunku. Pek kipirtili, pek israrcidir gecip gidemeyen gecmisler, bugun olamayan simdilerde.

Olup biten hep ayni: Buyumek hatirlamaktir. Buyumek boylece simdiyi kaybetmektir. Hicbirsey simdi olmuyor. Simdi civasinin derin bir yokusta aktigini, kostugunu goruyor ve hafizamin rahat koltugundan ona erisemiyorum. Onu oyle ister ve hafiza sarayimda caresiz, oyle beklerken biliyorum ki; o sonsuza kadar benimle evli kalacak bir estir. Onunla olumu elele gectigimiz bir gecit gibi gulerek asariz. Diger sahnelerden kucuk bir sahne gibi guleriz. Biz simdiyle bitmez bir kalem ucu gibi ucsuz, bucaksiz, ince, keskin yazariz. Bir daha hic okunmama pahasina utanmaz, beklemez, merak etmez: Geri donmeyiz.

 

 

Hosted by www.Geocities.ws

1