Büyümek

  Forever Young - Nazli Okten

 

Sarki seksenlerde cikmisti "forever young i want to be forever young do you really want to live forever, forever young"

Kucuk yegenime yemek yemezse buyuyemeyecegini soyledigimde, buyumezse yaslanmayacagini, yaslanmazsa olmeyecegini soyleyiverdi israrli bakislarim karsisinda.

Kucuk cocuk bedenlerini korumaya calisan genc kadinlarin iclerindeki boslugu doldurmak istercesine cilginca yedikten sonra muthis bir tiksinti ve pismanlikla klozet kapagini acip bir parmak darbesiyle herseyi geri cikarmaya calistiklari hastaliklarin, vizitesi pahali psikiyatristlere has sorunlar oldugunu sananlar, gecekonduda yasayan genc bir kadinin zayiflama ilaci almak icin ablasinin parasini calarken olaya tanik olan yegenlerini oldurdugunu; gunde uc saat hic su icmeden cimnastik yapip sadece bir elma yiyerek aylarca dayanan bir isci esinin hastanelik oldugunu gazetelerden okumayanlardir olsa olsa. Guzellik sistemi her yastan, her siniftan kadini kusatip, sadece ceplerindeki parayi degil, tum zihinsel sagliklarini ellerinden almaya devam ediyor.

Guzellik sisteminin vardigi yer her zamanki gibi kapitalizmin kendisine karsi cikan hareketleri kendisine eklemleme basarisiyla kosut gidiyor. 68 Bahari tum gucun genclikte oldugunu; yasliligin curumus bir duzenin kokmus bekcilerinden baska bir sey olmadigini yazdi duvarlara. Genc olanin donusturucu devrimci gucu temsil ettigine inaniliyordu. Yaslanma deneyim ve olgunlukla degil, degisime direnme ile tanimlaniyordu. Bu elbette modernlesme dedigimiz seyin de bir parcasiydi. Yani kusaktan kusaga aktarilan geleneksel bilgi anlayisinin yerini alan, surekli degisip yenilenen bilgi dunyasi. Artik ciragin ustasi kadar iyi uretmeyi, kendisinden once saptanmis kurallara ve guzellik anlayisina uyarak uretmekten baska bir seyi hedefleyemeyecegi lonca sisteminin yerini sanayi uretimine birakmasiyla baslayan bu cag yeniligin anahtar kelime oldugu bir zamandi elbette. 68 Bahari gencligi bastaci ettiginde duzenin o anki temsilcilerine kafa tutuyordu elbette ama sonrasinda baslayan surec gencligi neredeyse bir kult haline getirdi.

Yetmisli yillarin HIPPIE gencligi yerini YUPPIE denilen kitleye birakirken (young, urban, professionnal: genc, kentli, meslek sahibi) duzenin en degismez kurali olan degisimin artik gencler eliyle aktarilacaginin guvencesi geldi. Luks tutkusu, ust sinif hayatlar genc ve guzel olanlarin elindeki silahlardi. Yukselen genclik mucadelesi, artik yeniden yapilanan sirketlerde degisime uyum saglayamayan yasli yoneticilere acimasizca bir tekme vurabilecek ihtirasli gencleri en ust konumlara tasidi. Bu arada tuketim yasi da giderek daha dusuyordu. Artik kendi butceleriyle kendi kararlariyla satin alabilecek kitle giderek daha genc yaslara indi. Genclik kulturu bir yandan ayrisirken bir yandan genellesti. Japonya'da, Turkiye'de, Ingiltere'de dusuk belli, dizlerinin altinda biten bol pacali, ceplerinden kemerlerine metal anahtarlik zincirleri uzanan pantalonlariyla kaykayli gencler de gorebilirsiniz, yirtik kotlu, metalci t-shirtlu, uzun sacli olanlari da. Milliyetler otesi tarzlar, icice gectigi gibi milliyetlerden kaynaklananlar da suya atilan tasin olusturdugu halkalar gibi dagilabilirler.

Simdi 50-60 yasinda olan insanlarin yirmili yaslardaki fotograflarina baktiginizda yetiskin insanlar gorursunuz. Lise ogrencisiyken bile yetiskin gibi gozukurler. Henuz genclik, yasliligi isgal etmemistir. Simdiki zamanlarda ise genc gorunmeye calisan bir yasli gulunecek degil, "kendisini birakmadigi" icin takdir edilecek kisidir. Giderek daha cok insan universite egitimi aldigi icin okul suresi uzarken issizlik hem egitim suresinin uzamasini (uzmanlasmalar, sertifika programlari) hem de baska yasam deneyimlerini (baska ulkelerde geziler, stajlar) cesaretlendirir. Giderek daha gec evlenilir (ya da evlenilmez) giderek daha gec cocuk sahibi olunur (ya da olunmaz). Genclik uzar.

Doksanlarin sonu artik yirmili-otuzlu yaslarin enerjisini de kaldirmaz oldu. Guzellik sisteminin normlari, giderek daha az isgucune ihtiyac duyan kapitalist sistemin paralelinde giderek cocuklara yoneliyor. Artik kimse buyumek istemeyecek. Genclik pinari guzellik sistemi tarafindan kesfedildi. Dergi kapaklarindan uzerinize gelen kizlar artik 14-15 yaslarinda. Ve giderek kuculecekler. Gecen yillarda bati ulkelerinde ardarda patlayan pedofili skandallarini hatirlayin. Cocuklarla birlikte olmaktan zevk alan yetiskin erkekler arasinda bol bol politikaciya rastlandigini hatirlayin. Bunu feminizm sonrasi bir gelisme olarak yorumlamamiz gerekseydi ne derdik? Cinselligi ancak bir baskasini ezerek, bir iktidar araci olarak yasayanlar, kadinlarin giderek erkeklerle esitlenmesi sonucu artik kendi kusaklarinin kadinlariyla bas edemez hale geldikleri icin savunmasiz cocuklara yonelen bir egilimin giderek buyudugunden de bahsedilebilir.

Giderek daha savunmasiz, ureme ve uretme gucu olmayan bedenleri arzular hale gelmeyi artik insan emegine giderek daha az ihtiyac duyan, bir ureticiden cok bir tuketici olarak kitleleri kucaklayan kapitalizmin paralel bir yansimasi olarak gormek belki paranoya. Ama unutmayin, modern cagda cocuk (ilke olarak) uretmez, tuketir, hak talep etmekten cok kendisine verilen haklarin sinirlarini gizlice zorlar, kendisini savunmaktan cogu zaman acizdir. Piril piril gergin teni uzerinde yasanmislik yoktur, tarih yoktur. Gecen zamanin bize bir seyler ekledigi degil bizden calip goturdugu dusuncesi kazinir zihinlerimize. Aynada gordugumuz seylerin bize aci vermesi saglanir once, sonra da bu aciyi unutturacak nesnelerle donatmaya ikna ediliriz. Ve bu savasta cinsel cekimden daha guclu bir silah yoktur. Arzulanmamak en buyuk kabus, arzu nesnesi haline gelmek en buyuk ozlemdir. Aynadaki goruntumuzle sinirlandirdigimiz dunyamiz giderek uzerimize kapanan klostrofobik bir cehenneme donusur. Baskalarina ancak kendi goruntumuzu yansitan aynalar olarak ihtiyac duyariz. Gencligin tarihsizligi kendimizi tecrube disi bir kurgu dunyasinda nesneler araciligiyla yeniden kurmaya olanak verir.

Azgelismis toplumlar emekleme caginda, gelismekte olanlar okulda, gelismis olanlar ise okulu bitirmis hayata atilmis durumda sayilirlar. Arada bir suru nuans olsa da genel metafor budur. Guzellik sistemi nasil basini olgunluktan genclige, oradan da cocukluga cevirdiyse kapitalist sistemin de basi bir suredir az gelismis ya da gelismekte olan ulkelerdeydi. Asya kaplanlari, Malezya, Tayvan gibi ulkeler sisteme taze kan getirecek alanlar olarak goruluyordu. Bu ulkeler simdi binbir turlu toplumsal calkantiyla yerinden oynuyor. Kapitalizm kendi kendisini seyredecek yeni aynalar ariyor. Moskova'da ya da Laleli'de birkac yuz dolara onbeslik bakire bulunabilecegini herkes biliyor. Kendi bedenini ve yasanmisligini tasiyamayan, olmeyi bir turlu kabullenemeyen, tuketmekten baska varolma yolu bilmeyen yasayan olulere donmeden once biz, yani zombilesmeden, hayatta kalmak icin giderek daha taze kana ihtiyac duyar hale gelmeden, getirilmeden icine gomuldugumuz aynadan cikmaliyiz.

 

 

Hosted by www.Geocities.ws

1