MISIR KUR'AN-I KERîM'İ TASDİK EDİYOR |
Allah Kelam'ı Kur'an-ı Ker'im gerçeğin en büyük habercisi
olması nedeniyle her yeni gün sanki yeniden nazil oluyor. Tarih
yeni buluşlarıyla O'nu tasdik ediyor ve iananların kalbini
tatmin ediyor. Eski Mısır'ın tanrılarını biraz tanıyalım.
Çunku her ne kadar Mısır çok tanrılı inanca sahip idiyse de
başlangıçta tek tanrıya inanç hakimdi. Her şehir kendi
isimlendirdiği tek tanrısına adaklar sunar, ibadet eder,
methiyeler düzerdi. Aşağıda bir kaç örnek sunalım.
Eski Mısır'da Teb'in
Tanrısı Amon idi. Onun tekliği ise şöyle anlatılır:
"Annesi yok ki ismi sonradan verilmiş olsun,
Babası yoktur ki ona
sebep olsun,O Tektir.
Kimse O'nu görebilmiş
değildir." [1]
Ra başka bir şehrin
Tanrısıdır. O şöyle tanım bulur:
"Huzurla gökleri geçen ve iki memleketi
aydınlatan yukarı ve aşağı Mısır'ı aydınlatan, Muzaffer
Ra.
İki memleketin
efendisi,hürmetin Rabb'i, kudretin büyüğü yeryüzünü
mükemmel şekilde yapan "Tek Efendi" [2]
Fakat sonraları
M.Ö.2000'lerde iki Tanrı inancı birleştirildi. Amon-Ra artık
bir Boğa olarak tasvir ediliyordu. İsrailoğulları'nın
Mısır esareti sırasında boğaya tapmayı buradan
öğrendiğini Bakara (Buzağı) Suresi'nden anlıyoruz. Zira bu
sureden Hz.Musa'nın İsrailoğulları'nın bu fikirlerini
kırmak için Allah'tan gelen emirle bir yavru boğa kesmeleri
istediğini öğreniyoruz..
"Amon-Ra
ibadeti Heliopolis'te ikamet eden Boğa, bütün
tanrıların başı, iyilerin sevilmemişlerin tanrısı ki onun her şeye verdiği hayat yaşam doludur. Selam sana Amon-Ra, Karnağı yöneten, iki ülkenin tahtının Rabb'i kendi anasının Boğa'sı! (J.B.Pritchard, a.g.e s.368) |
Hathor, gülmenin ve sevginin
tanrısı, İnek başı ile sembolize edilirdi; Anubis çakal başlı; Mut, Akbaba başlı; ve Ptah, Afis'te ifadesini bulan, insan
başlı bir tanrı idi. Tanrılar bu hayvanlarla bitişik
düşünülmüştü ancak 26'ncı hanedandan sonra artık
tapınılmadılar. (Mısır Mitolojisi)
Dejenerasyon, yani Monoteist (Tevhidî) anlayıştan Politeist
(Çok Tanrılı) anlayışa geçiş safha safha
izlenebilmektedir.
Hz.Yusuf'un Mısır'a girişi M.Ö. 1674 ve 1553 yılları arasında olmalıdır.Bu sırada burayı istila eden Hiksos'lar yerel yönetimi ele geçirmişti. 14.Hanedanın imparatoru Yakup-Har büyük ihtimalle Hz.Yusuf'un Mısır'da yöneticilik yaparken (Bkz.Yusuf Suresi, 101) kullandığı babasının adıdır. Çünkü Yakup ismi yerel Mısırlı ismi değil bir İbranî ismidir.
Mısır Hiyeroglifleri
incelendikçe peygamberler tarihi hakkında daha çok şey öğrenmeye fırsatımız olmaktadır Yanda "Yakup-Her", yani "Yakup başarılıdır." (58) Allah'ın Yakup (as)'ın soyuna İsrailoğulları diye hitabı Hz. Yakup (as)'un diğer bir adının "İsrail" olmasındandır. "İsr/" kelimesi ise güvenilir, başarılı ve mutlu demektir. (59) Herşeyin doğrusunu Allah bilir.. |
Bir nota daha var ki belirtmeden geçemeyeceğiz.
Mısırlılar'da Kainat'ın yaratıldığı ilk suyun tanrısına
"NU" denirdi. Hz. Nuh'u
çağrıştırmıyor mu sizce? (*)
Firavun'un tacındaki yılanın kutsallığı, Apep yani alt dünyanın BÜYÜK YILAN'ı .ve Amon tanrısının "Kadim Su"'da bir yılan olarak telakkisi Hz.Musa'nın asâsının yılana dönüşmesiyle bozulmuş oluyordu. Mısırlılar kainatın Kaos'tan ve Kadim bir sudan yaratıldığına inanırlardı. (Eski Türkler'de de bu inanç mevcuttu.)
Firavun yerli Mısır dili olan Kıptice'de "Büyük Ev" demektir.
'Rabb' | |
'Büyük Ev'(='Firavun', Yeni Krallıktan itibaren kullanıldı) |
Bir çok Mısır Miti'nin konusu olmuş yılan Firavun 'ların tacında da yerini bulmuştur. Hz. Musa Firavunların taptırdığı herşeyin Allah'ın kulu olduğunu asasının yılana dönüşmesiyle ispatlamış oluyordu. |
Aton dini ise ayrı bir öneme
sahiptir Mısır'da. Çünkü kurucusu IV. Amenofis o güne dek
olan bütün eksik sıfatli ve politeist inancı terk edip kendi
Tanrısı Aton'u tebliğ etti. İsmini de Aton'un kulu olarak
değiştirdi: Akhnaton. Bu dinin Hz.Yusuf'un getirdiği dinin
kalıntısı olması muhtemeldir. Aralarında 300 sene kadar fark
vardır. IV. Amenofis Aton'u şöyle anlatıyor idi: Bkz. Hz. Musa, Hz.İsa, Hz. Muhammed
(as) müjdeleniyor.
"Yükselen sensin
doğu ufuklarında. Yeryüzünün fevkinde muhteşem,parlak ve güzel. Sen güneşsin.Uzaklarda olsan bile ülkenin fevkinde sen yükselirsin. Yükseklerde olsan ne fark eder ? Gün seninle geçer. Göklerin batı ufkunda kalan sensin." (J. B. Pritchard, a.g.e s.163, 183) |
IV.Amenofis Amon-Ra Rahiplerince zehirlenerek
öldürülmüştür..
Mısır'da geçen bu olayların tarihinden ve akışından
Kur'an'da bahsedilmez.Ama Hz.Musa zamanında Hz.Şuayb'ın
kızıyla evlenmeden şart koşulan 8 sene hizmet geleneği (Kasas, 27) tespit edilmiştir. (Dinlerin
Dejenerasyonu, s.35)
TEVRAT VE
İNCİL'DEKİ TARİHSEL HATA VE KUR'AN-I KERÎM'İN DOĞRUYU
BİLDİRMESİ
Bir kimse dini kitapların öncekilerin uydurması diye
düşünebilir. Ancak Allah yapısı kul yapısı gibi değildir.
Tevrat'ta Hz. İbrahim ile Hz. Yusuf zamanında dönemin Mısır
hükümdarından Firavun diye bahsedilir. Halbuki gerçek böyle
değildir. Firavun lakabı her iki peygamberin de devirler
sonrasında kullanılacaktır. Ancak Hz. Yusuf zamanında
dönemin hükümdarından "Melik" yani Kral diye
bahsedilmesi bu hatayı düzeltir. Çünkü Tevrat'a göre de
Kur'an-ı Kerîm'e göre de Medyenliler'in (Hiksos'ların ki
Brittanca'ya göre İsmailoğulları da denir.) Mısır'da
hükümdarlığı çok daha erken bir devir rastlar.
[Kur'an-ı Kerîm,12:72]
Melik İfadesinin Altı Çizilidir. |
[Kur'an-ı Kerîm, 7:104]
Hz.Musa zamanında ise doğru olarak Mısır Hükümdarı için Firavun ünvanı kullanılıyor |
Encyclopaedia
Britannica, Firavun
başlığı altında şunları bildirir.
(Mısır dilinden per 'aa, "büyük ev") , aslında,
eski Mısır'da sarayın adıydı; ancak yeni krallıktan
itibaren (18'inci hanedandan başlar, M.Ö.1539-1292 ), ve 22'nci
hanedana dek (M.Ö. 945-730) saygı ünvanı olarak kullanılmaya
başlandı.[46] Daha sonra
evrimleşerek kralın ünvanı oldu. Ama daha önce hiç
kullanılmadı.[47]
Academic American Encyclopaedia Firavun başlığı altında şunları
bildirir:
Yeni Krallıktan itibaren Firavun lakabı kraliyet sarayı yerine
krallar için ünvan olarak kullanılmaya başlandı.(Eski
Mısır'a bakın)..[48]
Mısırlılar Firavunun Tanrı olup,uluslarının ilşkilerinin
kainatın tanrıları tarafından önetildiğine inanırlardı.
Hüküm sahibi Firavun, Güneş tanrısı Ra'nın oğlu, Horus'un
reenkarnasyon geçirmiş haliydi. Firavun Tanrılar arsından
insanları yönetmek için tanrısal kanunlarla gelmişti. Onun
her sözü anundu ve er şeyin sahibi idi. O ölünce Osiris'e
dönüşüp aşağı dünyanın efendisi olurdu.. (Nelson'ın Örnekli İncil Sözlüğü: 1986, Thomas
Nelson Publishers, (Firavun).)
Tanrıların önünde durarak otoritesini gösterir Firavun. O
onlara göğe tırmanmak için bir yapı inşaa ettirir. Eğer
yapmazlarsa onlara yiyecek vermez. Ama o bir önem almıştır. O
arkasına sihir güçleri bulunan tanrıları almıştır.
Konuşan o değil tanrılardır. Firavun tırmanmayı
tamamlayınca ayaklarındaki sihirle gökler gürülder. O bir
sihirbazdır. (Mısır Sihiri :Bolchazy-Carducci Publishers, Chicago
(In the USA), s.11)
Firavunun tanrısal statüsü yanında sihir gücünü de barındırıyordu. Tacındaki yılan düşmanlarına ateş atardı, savaş alanında binlerce düşmanını alt etmeyi becerirdi. Ona herşeye gücü yeten, herşeyi bilen, doğayı kontrol eden ve verimliliğin sebebi bir tanrı olarak inanılırdı. Tanrısal bir yönetici olarak, Ma'at denen ilahî kanunların koruyucusuydu. (Britannica İnternet, Op. cit., (Firavun))
Üstte Britanicca Ansiklopedisi'nden, Nelson İncil Sözlüğünden ve bir de "Mısır'da Sihir" adlı bir kitaptan alınan 3 paragraf alıntı görülmektedir. Bu 3 kaynağa göre Firavun Mısır'ın Rabb'i, Sihir sahibi, Gökteki Tanrılara çıkıp gözüken bir Tanrı'dır. Kur'an'ı Kerîm'i (28, 38) tamamen doğrular. Hiyerogliflerin M.Ö.3.y.y.'dan beri unutulmuş olmasını unutmamakta da fayda var. Halbuki bu kadar geniş bilgiyi ne Tevrat ne İncil'de bulabi- liyoruz. Hz.Musa'nın sihir şeklindeki mucizelerinin Firavun'un ilgisini çekmek üzere planlı olarak Allah tarafından verildiğini anlıyoruz.
Hiksoslar ile ilgili
olarak Britannica Ansiklopedisi şunları
der:
M.Ö. 18'inci y.y.'da Kuzey Mısır'a yerleşen Sami
kökenli bir grup. M.Ö. 1630'da güç kazanıp bu tarihten M.Ö.
1521'e dek 15. hanedan olarak Mısır'ı yönettiler...
"Hiksos" tabiri Mısır Dili' nden (Heqa-Khase) yani "Yabancı Ülkelerin
Yönetenleri" ifadesinden gelir."[25]
Dr. Maurice Bucaille then narrates an interesting discussion he had with a prominent French Egyptologists:
Kur'an'dan yansımalar(Réflexions sur le Coran [37])adlı kitabımda,Fransız bir Mısır bilimciden alıntı yapmıştım. Kendisine bir kaç soru sordum o da bana yanıt verme nezaketini gösterdi.
Ona Kur'an'dan aldığım "Haman" isminin kopyesini verip bu yazıyı M.S.7.y.y. bir Arap el yazmasından alıntı olduğunu söyledim.
O da bana 7.y.y. bir el yazmasında Hiyerogliflere ait bir kelimenin transliterasyononun mümkün olamayacağını söyledi. Ama yine de Firavun sarayındaki isim listelerinde bu ismin olup olmadığına bakacağını belirtti.
Bana da Dictionary of Personal Names of the New Kingdom by Ranke,[38] adlı Mısır İsimleri Sözlüğü'nü önerdi. Ben de Almanca hiyeroglif transliterasyon listesinden bu ismi aradım.
Ve buldum ki "Haman- Taş Ocakları İşçi Şefi" idi. Daha sonra ona Kur'an'dan ilgili ayetleri gösterip listenin fotokopisini de sununca susup kaldı.
Dahası, Ranke referans olarak 1906'da Mısır bilimci Walter Wreszinski'[39]den şunları almıştı: Haman ismi Viyana'daki Hof-Müzesi'nde bir anıtta kazılıydı.[40] Daha sonra aldığım eğitimle ben de hiyeroglifleri okumaya başlayınca isme bağlı ayıraç[41] firavunun yanındaki önemini belirtiyordu.[42]
And he went on to say:
Haman kelimesi ise Tevrat'ta bir kere bir Pers hükümdarının ismi olarak geçiyor. Böylece anlaşılıyor ki vahy dışı başka hiçbir kaynak da Haman ismini Kur'an'a ekleyemezdi[43]
Kaynaklar:
[1] (J.B.Pritchard,Ancient
Near Eastern Texts relating to Old Testament,s.368)
[2]
(A.g.e., s.366)
[25] "Hyksos", Encyclopaedia Britannica, Op. Cit.
[37] Mohamed Talbi and Maurice Bucaille, Réflexions sur le Coran: 1989, Seghers, Paris.
[38] Hermann Ranke, Die Ägyptischen Personennamen, Verzeichnis der Namen, Verlag Von J J Augustin in Glückstadt, Band I (1935).
[39] Walter Wreszinski, Aegyptische Inschriften aus dem K.K. Hof Museum in Wien: 1906, J C Hinrichs' sche Buchhandlung, Leipzig.
[40] The name is listed as masculine, from the New Kingdom. The profession translated into German reads Vorsteher der Steinbruch arbeiter - "The Chief/Overseer of the workers in the stone-quarries" (Aegyptische Inschriften, I34, p. 130).
[41] Mısırlılar kelimelerini çok
özel bir durum olmadıkça hep bitişik yazarlar
[42] Bucaille, Moses and Pharaoh: The Hebrews in Egypt, Op. cit. pp. 192-193.
[43] Ibid.
[46] epithet - a characterizing word or phrase accompanying or occurring in place of the name of a person or thing. Dictionary Of The English Language, Op. Cit.
[47] "Pharaoh" Encyclopaedia Britannica, Op. Cit.
[48] "Pharaoh", The Academic American Encyclopaedia, Op. Cit.
[58] Maurice Bucaille, Mummies Of The Pharaohs: Modern Medical Investigations, Op. Cit., p. 153.
[59] "Israel", The Interpreter's Dictionary Of The Bible, Op. Cit.