T.C.

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

GAZİ EĞİTİM FAKÜLTESİ

İLKÖĞRETİM BÖLÜMÜ

    SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ

 

 

                  

 

İTTİHAT VE TERakkinin 1914-1918 YILLARI ARASINDAKİ faaliyetleri ve bu dönemdeki gelişmeler

 

 

 

 

Türk Yenileşme tarihi  DERSİ

FİNAL ÖDEVİ

 

                        

 

HAZIRLAYANLAR

 

FATİH KARACAN (98050015415)

İLYAS ÖZTÜRK (98050011415)

İSA  KIR (98050001415)

 

 

 

ÖĞRETİM GÖREVLİSİ

Yrd. Doç. Dr. Kürşat gökkaya

 

 

 

 

ANKARA-2001

 

 

GİRİŞ

İttihat ve Terakki ülkemizin siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel yaşamında büyük etkiler olan bir kuruluş ve bir akımdır. İttihat ve Terakki’yi siyasal bir akım olarak ele aldığımızda kökeni 1860 yıllarına kadar uzanır. İttihat ve Terakki’nin düşünsel kökenleri Yeni Osmanlılara dayanır. Daha sonra Jön Türkler ve en sonunda da yurt içerisinde çekirdek örgütlerini kuran asker-sivil siyasal bir parti olarak ortaya çıkar. İttihat ve Terakki’nin günümüzde bile etkilerini gördüğümüz bir çizginin başlangıç noktasıdır. Derinliğine incelenecek olursa bugün Atatürk Devrim ve İlkeleri olarak bilinen ilkokuldan bu yana gördüğümüz sistemin ana ilkeleri, İttihat ve Terakki’nin yapısı, düşünce sistemi ve eylemli uygulamasında bulunmaktadır. Devletçilik, halkçılık, milliyetçilik, laiklik ve devrimciliğin  özellikle vurgulandığı altı ilke İttihat ve Terakki’nin oluşumuna kadar uzatılabilir(Çavdar, 1991:7).

İttihat ve Terakki’nin siyasal modeli tek parti yaklaşımına dayanmaktadır.Özellikle Babıâli baskınından sonra bu anlayış iyice su yüzüne çıkar. Bu anlayışın devamını Türkiye Cumhuriyeti’nde 1950’li yıllara kadar görebiliriz.

Bu eserde ise İttihat ve Terakki’nin düşünsel boyutundan ziyâde tek basına iktidarda bulunduğu 1914-1918 yılları arasındaki yenilikleri ve faaliyetleri incelenecektir.

 

İÇİNDEKİLER

 

Giriş................................................................................................................. 1

 

I.  BÖLÜM

1914’E DOĞRU İTTİHAT VE TERAKKİ.................................................... 2

 

II. BÖLÜM

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINA DOĞRU İTTİHAT VE TERAKKİ........... 3

 

III. BÖLÜM

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA İTTİHAT VE TERAKKİ

A-Osmanlı’nın Savaşa Girmesi.......................................................................... 4

B-Savaş Dönemi................................................................................................. 6

 

IV: BÖLÜM

SAVAŞ DÖNEMİNDEKİ GELİŞMELER

A- Savaş Döneminde Görülen İktisadi Gelişmeler............................................ 7

B- Toplumsal Alandaki Gelişmeler.................................................................... 8

C- Fikir Hareketlerindeki Gelişmeler................................................................ 10

 

KAYNAKÇA   

I.       BÖLÜM

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE İTTİHAT VE TERAKKİ

İTTİHAT VE TERAKKİNİN V. KONGRESİ

20 Eylül 1913’te İttihat ve Terakki’nin beşinci kongresi yapılır. Ali Fethi genel katip sıfatıyla faaliyet raporunu okur. Bu raporda yılın olayları anlatıldıktan sonra özellikle iktisadi kalkınmanın gereği üzerinde durulur. Bunun içinde yeni mevzuat yapılması tarım kooperatifleri ve bankalar kurulması istenir. Kongrede vurgulanan bir diğer konuda dil eğitimi üzerinedir. Nitekim hazırlanan programda ilk ve orta eğitimin mahalli dilde olması, Türkçe’nin ancak zorunlu dil olarak okutulması öngörülmüştür(madde:42).

1913 yılı sonlarına doğru yaşanan ilginç bir gelişmede İttihat ve Terakki’nin İslâmcı bir siyaset izleme kararını almış olmasıdır[1].İttihat ve Terakki’nin1913 kongresinde İttihat ve Terakki’nin kabineyi gençleştirme arzusunun engellenmesinden bahsedilmiştir. Bu şikayet tamamen askeri kesimde kaynaklanıyordu[2].

Bu dönemde vuku bulan gelişmelerden biri de Talat ve Enver Paşa arasındaki çekişmelerdir. Enver Paşa Harbiye Nazırlığına atandıktan hemen sonra 6 ocak 1914 günü İrade-i Seniyye kanununu çıkarak orduda büyük bir tasfiye gerçekleştirir. Yaşlı ve yüksek rütbeli subayları emekliye ayırır, yerlerine genç subaylar getirir. Bu bir yönüyle Balkan Savaşındaki ayıpların temizlenmesi anlamını taşıyordur.

1913-1914 kışında Mebusan  seçimleri yapıldı ve 14 mayıs 1914’te meclis açıldı. Seçimlerde yalnızca İttihat ve Terakki vardı. Bu sıralarda Avrupa’da ise Büyük Devletler kendi aralarında yaptığı anlaşmalar ve sonra bunun Babıâli’ye yansıması sonucunda Osmanlı Asya’sını paylaştılar. Doğu Anadolu konusundaki isteklerini Yeniköy Konferansına idare edilemeyen Rusya, Almanya ile pazarlığa oturur ve 25 Eylül 1913’te anlaşırlar[3]. Büyük Devletler her işi aralarında uzlaşarak çözmekte Osmanlıyı adam yerine koymamaktadırlar. Bu uzlaşı neticesinde Doğu Anadolu konusundaki Osmanlı-Rus antlaşması 8 Şubat 1914’te imzalanır. Bunun sonucunda Doğu Anadolu yönetimi yabancı idarecilerin eline verilir.

Fransızlar 11 Eylül 1913’te yapılan fakat 9 Nisan 1914’te imzalanan antlaşmalarla, İngiltere’nin de kabul ettiği ve Osmanlı’yı ekonomik bağımsızlık yoluna sokacağı umulan bazı tavizler (Kapitülasyonların kaldırılması gibi) karşılığında Fransa’ya demiryolları konusunda bir çok imtiyaz verilir.

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI

1914 yılı içinde Büyük Devletler arasında yapılan gizli antlaşmalarla Osmanlı toprakları paylaşılır. Bağımsızlığa düşkün olması gereken ulusça bir iktidarın ordusunu ya da ülkesinin önemli bir kısmını ıslahat yapsın diye yabancı devletlere teslim etmesi akıl almaz bir tutarsızlık olduğu gibi ulusça olsun olmasın herhangi bir hükümetin bu yola gitmesi büyük bir düşkünlük ve haysiyetsizlik örneğidir[4].

1914 yılı dünyanın bir paylaşım savaşına doğru hızla yol aldığı bir dönemdir. Osmanlı kabinesi de bu gidişin farkındadır. Ayrıca bu paylaşımın odak noktalarında birinin de Osmanlı İmparatorluğu olacağı bilinmektedir. Bu paylaşımı hiç olmazsa geciktirmek bu süre içinde ekonomik ve sosyal alanda daha güçlenmek amacındaydı. Ne var ki olası bir savaşta da kimse Osmanlılarla birlikte olmak istemiyordu. Ufukta görülen paylaşım savaşı ortamına doğru Osmanlı İmparatorluğu yalnız kalmıştı. Daha sonra Mustafa Kemal’in de Belirteceği gibi İmparatorluğun savaştan kaçabilme seçeneği diye bir şey yoktu; tek seçenek belki de savaşın zamanlaması ile ilgili olabilirdi... 1914 Temmuz’una doğru dünya da ve Osmanlı’da görünüm böyleydi. Bu koşullar altında Osmanlı’nın yapacağı tek seçenek belki de Almanya’ya yanaşmaktı; ki öyle oldu. 2 Ağustos 1914 İttihat ve Terakki önderleri kabinenin bir çok üyesine dahi haber vermeden Almanya ile bir ittifak antlaşması imzalar. Cavit  Bey bu konudaki kendi düşüncelerini de dile getirerek bu olayı günlüğünde şöyle anlatır[5]:

“3 ağustos 1914... Bu sabah Moratoryum Kanununu imza ettirmek için Sadrazam’ın konağına gittiğim vakit Weber’i odada bekler buldum. Sadrazam acele bir şeyler yazıyordu. Enver, Talat, Halil oradaydılar. Durumda bir olağanüstülük hissettim. Talat’tan sebebini sordum, ‘Yemin ettik’ diyerek söylemedi. Bu cevaba hayret ve derhal kendisine yoksa Almanya ile ittifak mı ediyorsunuz dedim. Biraz sonra Sadrazam yazdığı kağıdı zarfa koyarak Weber’e verdi. Biz de Sadrazam’ın yanına girdik. Kimseye ifşa etmeyeceğimize dair yemin ettik....”

”Akşam Talat bize geldi. Birlikte Enver’e gittik. Gerek evde gerek yolda kendisine yapılan muamelenin memleket için nasıl bir vehamet teşkil ettiğini pek ziyade korkmakta olduğunu Almanlar’ın bizi savunacağına dair olan kayıt ve şartın hayali bir şeyden ibaret kalacağını anlattım ... Enver’in evinin önünde otomobilden inerken ‘Ne yapalım oldu bitti, Sadrazam imza etti, mukadderat’ dedi. Sadrazam’ın evine gittik. Talat benim itirazımı söyledi ve tadilat yapılması lüzumundan bahsetti...” Ama herhangi bir değişiklik yapılmadı.

1. Savaşın Başlaması ve Osmanlının Savaşa Katılması

28 Haziran 1914 günü Avusturya-Macaristan veliahtı Sırp ulusçular tarafından öldürülür. Bunun üzerine Avusturya-Macaristan 23 Temmuz’da Sırbistan’a ültimatom verir. Zaten Sırpların güçlenmesinden rahatsız olan Avusturya-Macaristan bu durumu fırsat bilerek 28 Temmuz da Sırp cevabının yetersiz olduğu gerekçesiyle Sırbistan’a savaş ilan eder. Böylece Büyük Devletlerin beklediği ortam yaratılmış olur. Almanya 1 Ağustos’ta Rusya’ya 3 Ağustos’ta Fransa’ya savaş ilan eder. 5 Ağustos’ta da İngiltere Almanya’ya savaş ilan eder. Böylece Birinci Dünya Savaşı başlar.

Bu olaylar yaşanırken Osmanlı Devleti 22 Temmuz’da Enver Paşa Wangenheim’a, Temmuz’da Sait Halim Pallavicini’ye ittifak teklifinde bulunur. Fakat  Almanya ve Avusturya elçileri Osmanlı’yı itilafa karşı savunmanın aşırı derecede bir yük olacağını düşünmekte idiler. Sonuçta Alman İmparatoru Osmanlı ile ittifak kurulmasına karar verir.

3 Ağustos’ta Almanların Akdeniz’de faaliyet gösteren Amiral Souchon komutasındaki Goeben ve Breslau gemileri Çanakkale’ye gitme emrini alırlar. 6 Ağustos’ta gemiler Çanakkale boğazına ulaşırlar. Enver Paşa’nın mukavemeti ile gemiler boğazlardan içeri girerler. Almanlar Avrupa’da yüklerini hafifletmek için Osmanlı’nın bir an önce savaşa girmesini istiyordu. Enver Paşa Almanya’nın zaferine güvendiği gibi barış zamanında bu zaferden yararlanmak için Osmanlı’nın sadık bir müttefik rolünü oynaması gerektiğine inanıyordu. Kabine içerisinde Goeben ve Breslau olayı büyük bir şaşkınlıkla karşılanır. Çünkü Enver, Talat ve Cemal Paşalar dışında kimsenin böyle bir şey olacağından haberi yoktur.

15 Ağustos’ta Amiral Souchon Osmanlı donanmasının başına geçer. Goeben ve Breslau’ın adları Türkçeleştirilerek Yavuz ve Midilli olur. Ekim ayına doğru Almanya’nın Avrupa’da zor durumda kalması üzerine Osmanlı’nın fiilen savaşa girmesi konusunda baskılar artar. Bunun sonucunda da verilen emirle Souchon komutasındaki Osmanlı Donanması 29 Ekim’de Sivastopol’u bombalar. Ertesi gün de Odesa topa tutulur. Bu olaylar İttihat ve Terakki içinde büyük infial yaratır. PTT Nazırı Oskan, Ziraat ve Ticaret Nazırı Süleyman El-Bustani Efendiler, Nafıa Nazırı çürüksulu Mahmut Paşa, Cavit Rusya’nın savaş ilan ettiği 2 Kasım günü istifa ettiler. 5 Kasım’da Fransa ve İngiltere Osmanlı’ya savaş ilanını açıkladı. 11 Kasım’da da Osmanlı savaş ilan etti.

C- SAVAŞ DÖNEMİ

Osmanlı Devleti Almanya’nın da baskısı ile I. Dünya Savaşında çeşitli cephelerde savaşır. 18 Aralık’ta Enver Paşa komutasında başlayan Sarıkamış harekatı, 10 Ocak 1915’te tam bir fiyaskoyla sonuçlanır. Cemal Paşa’nın yürüttüğü Kanal harekatı, 3 Şubat’ta başarısızlıkla sonuçlanınca vazgeçilir.

Çanakkale’de ise 19 Şubat 1915’te Çanakkale’ye denizden taaruza geçen itilaf devletlerinin 18 Mart’ta denizden Çanakkale’yi geçme girişimi başarısızlığa uğrayınca 25 Nisan’da karadan çıkarma yapılır. Burada yapılan kanlı muharebeler sonunda Aralık 1915 ve Ocak 1916’da itilaf kuvvetleri Gelibolu’yu terkederler. Burada Mustafa Kemal’in öne çıkışı dikkat çeker.

Ruslar ise Doğu Anadolu’da 25 Temmuz 1916’da Erzincan’a kadar gelirler. Irak’ta ise bir süre başarı sağlayan askerlerimiz daha sonra burada da gerilerler. Bu arada Ruslar 3 Mart 1918’de Brest-Litovsk antlaşması ile savaştan çekilince Doğu Anadolu tekrar ele geçirilir.

Savaş sırasında ayrıca Ermeniler olumsuz davranışları sonucunda 27 Mayıs 1915’te çıkarılan kanunla Ermeniler tehcire uğrar. 26 Eylül’de Bulgarlar mütareke ister ve 29 Eylül’de mütarekeyi imzalar.

Sonra Almanya ve Avusturya’nın çöküşü ile birlikte bu iki devlet 4 Ekim 1918’de mütareke istediler. 13 Ekim 1918’de Osmanlı’da hükümet değişikliği olur ve Talat Paşa sadaretten alınarak yerine İzzet Paşa hükümeti kurulur.

İttihat ve Terakki 5 Kasım 1918’deki son toplantısında 4 çekimser, 9 olumsuz oya karşı 35 oyla tarihe karışır. Bu karardan sonra İttihat ve Terakki hukuken son buldu. Zira onun ülkülerini benimsemiş olanlar, bu amaçta çalışmaya devam edeceklerdir.

 

KAYNAKÇA

AHMAD, Feröz. (1971). İttihat ve Terakki: 1908-1914. İstanbul

AKŞİN, Sina. (1987). İttihat ve Terakki. İstanbul. Remzi Kitabevi.

ÇAVDAR, Tevfik. (1991). İttihat ve Terakki. İstanbul. İletişim Yayınları.

ÇAVDAR, Tevfik. (1997). Türkiye’de Siyasal Partiler. İstanbul. Anı Yayınevi.

KARABEKİR, Kazım. (1982). İttihat ve Terakki Cemiyeti 1896-1908. İstanbul.

KURAN, Ahmet Bedevi. (1948). İnkılâp Tarihimiz ve İttihat ve Terakki. İstanbul. Tan Matbaası.

TUNAYA, Tarık Zafer. (1984). Türkiye’de Siyasal Partiler. İstanbul

TUNAYA, Tarık Zafer. (1987). İttihat ve Terakki. İstanbul.

http://www.tascilar.com.tr/bizimharman/osmanli.htm

 

 

 

 

 



[1]; İttihat ve Terakki, Remzi Kitabevi, İstanbul 1987, s. 256

[2] AHMAD, Feröz; İttihat ve Terakki: 1908-1914, İstanbul 1971, s. 141-144

[3] AKŞİN, Sina; a.g.e, s. 262

[4] TUNAYA, Tarık Zafer; İttihat ve Terakki, İstanbul 1987, s.  46

[5] KURAN, Ahmet Bedevi; İnkılap Tarihimiz, ve İttihat ve Terakki, Tan Matbaası, İstanbul 1948, s.123

Hosted by www.Geocities.ws

1