SULTANAHMET MİTİNGİ'NDEKİ KONUŞMASININ METNİ

(6 Mayıs 1919)

 

Kardeşlerim, evlâtlarım!

Ruhu göklerde olan ecdadımız minarelerimiz­den yüz yılın şanlı Osmanlı tarihinin bugünkü fa­ciasını seyrediyor.

Bu tarihi, bu muazzam meydanda zafer alay­ları yapan kahraman ecdadımızın ruhları karşısın­da, dünyanın bir başından bir başına at süren o nâ-mağlûb erlerin gazapları karşısında başımı kal­dırıyor ve diyorum ki: "Ben Türk ve Müslüman tarihinin bedbaht bir kızıyım. Eskileri kadar kah­raman fakat bedbaht yeni milletin de bedbaht bir anasıyım. Bu yeni millet nâmına, ulu ecdadı­mızın ruhları önünde başımı eğip yemin ediyo­rum. Bugün kollan kesilmiş Türk milletinin geç­miş günlerdeki kadar cesur bir ruhu var.

Yemin ediyorum ki göğsünü adalet ve insani­yetten alan ecdadımın İlâhî namusuna hıyanet et­meyeceğiz.

Allah’ıma ve hakka dayanarak Türk milletinin son yolunu size ve dünyaya ilân ediyorum.

Beni dinleyiniz:

Kardeşlerim, evlâtlarım!

Asırlardan beri sinsi sinsi devam eden Avrupa'nın istilâ siyaseti her vakit Türk topraklan üze­rinde en vicdansız bir şekilde tecelli etmiştir. Ay'da ve yıldızlarda zapt edilecek Müslüman ve Türk toprakları ve milletleri olduğunu haber alsa oraya istilâ ordusu göndermek için mutlak yol bu­lacak olan Avrupa'nın eline nihayet bir fırsat geç­miştir.

Türk'e zalim ve günahkâr diyen, milletlerin günahı için mahkeme kuranların bu günahı o kadar çirkin ve sefil bir günah ki, lekesini engin denizlerin nihayetsiz suları yıkamayacaktır.

Avrupa'nın bu günahı karşısında sizin için bugün yegane yükselen ses Müslüman dünyasının sesi!

Esaret boyunduruğunun zincirleri tâ canına geçmiş olan Müslüman kardeşleriniz sizin için bugün gür sesleriyle haykırıyorlar.

Ben kardeş Müslüman dünyalarına da sizin nâmınıza yemin ediyorum. Davamız işte şudur:

Türkiye'nin mevcud olan hak ve istiklâlinin elinden alınmaması.

Türkler ve Türkiye ecdâdlarına ve bayraklarına ve milletimizin ebedî ve ilâlî hakkına hıyanet etmeyeceklerdir.

Yâ Rabbi! Hakkın ve milletlerin bir mahşeri, bir mahkeme-i kübrâsı hazırlanıyor. Bu mahke­meye millet hakkı çiğneyen zâlimler gelecektir. Ve bu zâlimleri en evvel kendi milletleri mahkûm edecektir. Milletlerin ruhunda her vakit ilâhî bir hak ve büyüklük vardır.

Dinleyiniz! Sizin iki dostunuz var.

Bugünkü Müslüman âlemi, öteki millet hakkı için bağıracak milletler, birini kazandınız, ötekini bugünkü açtığınız davanın hak ve ulviyeti kaza­nacaktır.

Hükümetler düşmanınız, milletler döşlünüz, kalbinizde isyan kuvvetinizdir.

Böyle muazzam bir günü Osmanlı tarihi, Os­manlı toprağında bir defa daha idrak edemeyecek­tir. Bugün size haber verdiğim milletlerin hak günü uzak değildir. O gün gelirse, içimizden bugün burada bulunanlardan bazıları bu dava yo­lunda Ölmüş olursa, onun mezarı üstüne istiklâl bayrağınızla geliniz ve o günü müjdeleyin. Şimdi yemin ediniz ve benimle tekrar ediniz:

Mîlletlerin ilâhî hakkı İlân olunacağı güne kadar kalbimizde heyecanımız kalacak, eksilmeyecektir.

Yedi yüz senenin en asil ve büyük mirası olan vakarımızı, adalet ve terbiyemizi unutmayacağız.

Yemin ediniz!

Yedi yüz senenin tarihini ağlayan minareler altında yemin ediniz:

Bayrağımıza, ecdadımızın namusuna hıyanet etmeyeceğiz.

İKDAM / 24 Mayıs 1919

Hosted by www.Geocities.ws

1