Dersim halki olarak asagidaki taleplerimizi Avrupa komisyonu uyelerine acilen iletelim.

Dersim Kırmanc/Zaza hareketi mevcut durgunluğu kırmalı, ulusal ve uluslararası alanda aktif mücadeleye baslamalidir. Ülkemizin yikimi, halkımızın sürgüne ve soykırıma tabi tutulması Birleşmiş Milletler, Avrupa Parlementosu gibi uluslararası kurumların gündemine taşınmalıdır. Osmanli mirascisi oldugunu resmen kabullenen Turkiyede temel sorunlar çözülmeden, bir iki makyaj fırçasıyla pisliğin üstü örtülerek, sahte reformlarla halkimiz kandirilamaz; bu yeni bir tuzaktir. Dersim, Zaza, Kürt, Ermeni, Asuri-Süryani ve öteki halkların, Alevi, Yezidi ve Hıristiyan inançlarının özgürlüğü ve eşitlik temelinde temsili sağlanmadığı müddetçe Türkiye Cumhuriyeti’nin gayri meşru yapısı Avrupa toplulugu icinde de korunmuş olacaktır.

Avrupa parlamentosu da aldığı kararların takipçisi olmalıdır. Türkiye'nin şantaj ve rüşvet politikasına teslim olunmamalıdır. Aynı şekilde, Kırmanc/Zaza/Ermeni sorunu, Asur-Süryani halkının talepleri ve Türkiye'deki demokrasi mücadelesi, Apo/Kürt/Iskence sorununa eşitlenmemelidir.

Türkiye uzun yıllar bu temel sorunlari askeri yollarla bastirmaya calisti; gayri resmi askeri dikta  Nato devletlerin  açıktan onaylarıyla kemalist sahte laikliğin propagandasını yaparak bu gune kadar geldi. Alevi/Zaza/Dersim uyanışı ve hareketliliği denetim dışına çıkıp kendi kanalına girme eğilimi gösterince, yapmacik TV samatalari ile Alevi hareketini kontrol edip, kendilerine baglayarak ileride, Kafir dedikleri Avrupalilara karsi mücadelelerinde yedekleme oyunlarina giristiler.

Turkiye güçlerine bir kez daha Kırmanc/Zaza sorununda izledikleri inkarcı ve asimilasyoncu politikayı terk ederek, gercek reformlari gerceklestirme çağrısı yapıyoruz. Dilimize ve ülkemize yönelik fetih politikalarından vaz geçilmelidir. Kırmanc/Zaza halkından devşirilen bir iki yarı aydınla halkımızın inkarı, dilimizin asimile edilmesi, ülkemize sahip çıkılması politikasının sonucu çıkmazdır.
Türkiye Cumhuriyeti daha kurulma aşamasındayken Osmanlının Hiristiyan/Alevi karşıtı siyasetini devr almıştır. 1920’de Koçgiri’de Dersim-Alevi direnişini kanla bastırmış, Osmanlının takipçisi olacağını göstermiştir. Koçgiri katliamında yalnızca Dersimli Aleviler değil, bazı Türk Alevileri de katledilmiştir.
 Daha sonra bu çizgi Iç-Dersim’de devam ettirilmiş, 1937-38’de onbinlerce insan katledilmiş, onbinlercesi sürgün edilmiştir. Alevilere ait tekke ve cem evleri kapatılmıştır. Maraş, Çorum, Sivas katliamı devletin bilgisi ve koruması altında yapılmıştır. Sivas’ta 37 Alevi aydını ve sanatçısı yakılırken, Türk ordusu seyretmiş, adeta yakanların işini bitirmesini beklemiştir. T.C. kendini laik olarak adlandırmasına rağmen, Islam öteki dinlerin karşısında ayrıcalıklıdır, herkesin nufus kagidina bugun bile zorunlu olarak "ISLAM" yazilmaktadir.

Devlet, Diyanet aracılığıyla Islamı herkese, Alevilere, Hıristiyanlara, Yezidilere dayatmaktadır. Alevilerden, Hıristiyanlardan, Yezidilerden ve Ateistlerden alınan vergilerle, Diyanet bütçesi oluşturulmaktadır. Okullarda Islamı öğrenmek mecburidir. Böyle bir devlet laik değildir, laiklik bir maskedir.

Simdi yeni bir tarihsel surece girmis bulunuyoruz, geri donusu zor olacaktir, butun gucumuzu/kabiliyetimizi  kullanarak gercekleri ve yukarida siraladigimiz acil taleplerimizi AB komisyon uyelerine bir an once iletmeliyiz.  Taleplerimizin, bir an once diasporamizin degisik dillerine cevrilerek, basta Avrupa toplulugu uyeleri olmak uzere ve diger  gerekli mercilere iletilmesinde buyuk yarari olacagi aciktir; sizi bu canli kampanyamiza davet ediyoruz.


Dersim site

Hosted by www.Geocities.ws

1