İLKELERİM
Ravachol
1892
Kaynak: Un saint nous est
né, Philippe Oriol'ün düzenlemesi. L'équipement
de la pensée, Paris, 1992; çeviri Mitch Abor.
Bu metin hapisteyken Ravachol
tarafından polise yazdırılmıştır. Metni Paris Polis Arşivlerinde bulan
tarihçi Jean Maitron tarafından 1964'te ilk kez
yayınlanmıştır.
---------------------------
Yukarıda adı geçen şahıs, karnını doyurduktan sonra bize şöyle dedi:
"Beyler, neredeyse olursam olayım propaganda yapmak benim alışkanlığımdır. Anarşizmin ne olduğunu biliyor musunuz?"
Bu soruya "Hayır" cevabı verdik.
"Bu beni şaşırtmadı" diye yanıt
verdi. "Sizler gibi ekmeğini kazanmak için çalışmak
zorunda olan işçi sınıfı üyelerinin kendilerine verilen
broşürleri okuyamaya ayıracak zamanı yok. Bu sizin için de
geçerli.
Anarşi mülkiyetin yok edilmesi demektir.
Hâlihazırda faydasız
birçok şey var, keza pek çok meslek de; örneğin
muhasebecilik. Anarşiyle birlikte paraya, muhasebe defteri tutmaya ve
bundan kaynaklanan diğer istihdam biçimlerine artık gerek
olmayacak.
Eziyet çeken çok
sayıda yurttaş varken, diğerleri zenginlik içinde, bolluk
içinde yüzüyorlar. Bu durum devam edemez; zenginlerin
elindeki fazladan hepimiz faydalanmalıyız; hatta dahası, aynen onlar
gibi ihtiyacımız olanları elde etmeliyiz. Mevcut toplumda bu amaca
ulaşmak mümkün değil. Hiçbir şey, hatta gelir
üzerinden alınacak bir vergi bile işlerin dış
görünümünü değiştiremez; buna karşın,
işçilerin büyük bir kısmı bu şekilde davranırsak
gidişatın iyileşeceğini düşünüyor. Böyle
düşünülmesi bir hatadır. Eğer ev sahibine vergi
koyarsak, aldığı kirayı yükseltecek, bu yolla kendisine
yüklenen yeni vergileri başkalarının ödemesini sağlayacaktır.
Her halükârda, hiçbir yasa ev sahiplerine dokunamaz,
çünkü efendisi oldukları mallarıyla istediklerini
yapmaktan alıkoyamayız onları. Peki, öyleyse ne yapmak gerek?
Mülkiyetin kökünü kazımalı, bunu yaparak da her
şeyi sahiplenenlerin de kökünü kazımalı. Eğer bu
gerçekleşirse, mevcut rejime geri dönmeye zorlayacak
herhangi bir birikim fikrini engellemek için parayı da ortadan
kaldırmalıyız.
Para, tüm uyuşmazlıkların,
tüm nefretlerin ve tüm hırsların nedenidir; kısacası,
mülkiyetin yaratıcısıdır. Aslında bu madenin az bulunmasından
kaynaklanan, üzerinde anlaşılmış bir fiyattan başka bir değeri
yoktur. Eğer yaşamamız için gerekli olan şeyler karşılığında bir
şeyler vermek zorunda olmazsak, altın değerini kaybeder ve hiç
kimse onun peşinden koşmaz. Ne de bazıları kendilerini
zenginleştirebilirler, çünkü biriktirecekleri
hiçbir şey onların diğerlerinden daha iyi bir yaşam
sürmelerine hizmet etmez. O zaman artık yasalara, efendilere de
gerek olmaz.
Dinlere gelirsek, yok edilmeleri
gerekecek, çünkü dinin ahlaki etkilerinin
hiçbir varlık sebebi kalmayacak. Ölümle birlikte her
şey sona erdiği için var olmayan bir Tanrı'ya inanma
saçmalığına yer olmayacak. Dolayısıyla, yaşama sıkı
sarılmalıyız, ancak yaşam dediğimde kendisi açlıktan
ölürken patronların yağ bağlamaları için
bütün gün kölelik yapmayı değil, kendi refahının
yaratıcısı olmayı kastediyorum.
Efendilere, bizim emeğimiz
sayesinde tembellik yapan o insanlara gerek yok; herkes kendisini
toplum için faydalı kılmalı, yani kendi yetenek ve yatkınlığına
göre çalışmalı. Bu yolla, birisi fırıncı, diğeri
öğretmen vs. olacaktır. Bu ilke takip edilirse çalışma
azalacak ve her birimizin günde bir ya da iki saat
çalışması gerekecektir. Bir şeylerle meşgul olmadan duramayan
insan kendisini çalışarak oyalayacaktır. Miskin aylaklar
olmayacak; eğer olursa bile bunların sayısı o kadar az olacaktır ki
onları kendi hâllerine bırakabilecek ve şikâyet etmeksizin
başkalarının çalışmasından faydalanmalarına izin verebileceğiz.
Yasalar olmadığında evlilik de
ortadan kalkacak. Beğenimize göre birleşeceğiz ve aile, anne ile
babanın çocuklarına duydukları sevgi temelinde kurulacak.
Örneğin, eğer bir kadın eşi olarak seçtiği erkeği artık
sevmiyorsa, ondan ayrılabilecek ve yeni bir birlik oluşturabilecek.
Kısacası, sevdiklerimizle birlikte yaşamakta tamamen özgür
olacağız. Bahsettiğim olayda eğer çocuklar varsa, onları toplum
büyütecek, yani çocukları sevenler onların bakımını
üstlenecek.
Bu özgür birlik sayesinde
artık fahişelik olmayacak. Gizli hastalıklar olmayacak,
çünkü bunlar karşı cinslerin birlikteliğinin
suiistimal edilmesinden kaynaklanırlar; kadınların boyun eğmeye
zorlandığı bir suiistimal, çünkü toplumun mevcut
koşulları onları, yaşamak için bir iş olarak bunu yapmaya
zorunlu bırakmaktadır. Ne bedelle kazanılırsa kazanılsın yaşamak
için para gerekmiyor mu?
Bu kadar kısıtlı bir zamanda
tüm ayrıntılarıyla açıklayamayacağım ilkelerim sonucunda
artık ordunun hiçbir varlık sebebi olmayacaktır,
çünkü ayrı uluslar olmayacak; özel mülkiyet
yok edilecek ve tüm uluslar tek bir ulus hâline gelecek,
Evren olacaklar.
Artık savaş, uyuşmazlıklar, kıskançlık, hırsızlık, cinayet, mahkeme sistemi, polis, yönetim olmayacak.
Anarşistler önerdikleri
yapının ayrıntılarına henüz girmiş değiller, sadece kilometre
taşlarını yerleştirilmiş durumdalar. Günümüzde
anarşistler mevcut gidişatı çökertmeye yetecek sayıya
ulaştılar; bu henüz olmadıysa bunun nedeni takipçilerimizin
eğitimini tamamlamak, projelerinin gerçekleştirilmesinde onlara
yardımcı olacak enerji ve kararlığı uyandırmak zorunda olmamızdır. Tek
gereken birisinin önlerine geçmesi, onları
dürtüklemesidir, ardından devrim gerçekleşecek.
Evleri havaya uçuran kişinin
amacı, toplumsal konumları ya da eylemleriyle anarşiye zararı dokunan
herkesi yok etmektir. Polisten korkmadan, dolayısıyla da canımızdan
olma korkusu olmadan bu kişilere açıkça saldırmamıza izin
verilmiş olsaydı, bu kişilerle birlikte onların hizmetini gören
ezilen sınıflardan insanları da öldürebilecek patlayıcı
maddelerle evlerini yıkmaya kalkışmamız da gerekmeyecekti."
Çeviri: AnarşistBakış
Kaynak: "My Principles", Ravachol.
Anarşist
Yazın Ana Sayfa --->